Hanimiş’e en son yazıyı yazalı bir aydan fazla olmuş. Oysa ki Hanimiş’e yazmak için pek çok tarif, fotoğraf ve fikir vardı aklımda. Değişik pasta dekorasyonu fikirleri, yeni denediğim bazı pasta ve kurabiye tarifleri vardı yazılmayı bekleyen. Daha önce tecrübe sahibi olmadığım ama bir sebepten son zamanlarda sık haşır neşir olduğum peykek maceralarım vardı. Katıldığım bir pasta yarışmasından bahsedecektim. Ayrıca yemek blogları arasında düzenlenen aktivitelere ne zamandır katılamıyordum. Bu ayın konusu “kurabiyeler”di, muhakkak kaçırmamalıydım. Bloğun görüntüsünü biraz değiştirmek istiyordum, vs vs.. Bloğunu sık güncelleyen bir blog yazarı değilim. Ama tüm bunları tek tek not etmiştim kafama.
Hiçbirini yapamadım. Mayıs ayı başında babam bizi çok korkutan ve üzen bir sağlık sorunu yaşadı. Hala da onun koşturmacaları ile geçiyor zaman. Umarım biran önce sağlığına kavuşacak. (Aslında bu kısım için başka başka şeyler yazmıştım yaşadıklarımıza ve Türk sağlık sistemine dair. Ama zor toparladığım kafamı daha da dağıtmamak için o kısmı silerek devam ediyorum) Tüm bu zaman boyunca sabırla yeni yazı var mı diye Hanimiş’i açıp bakan herkesten özür dilerim. Geçmiş anneler gününde Hanimiş’ten pasta almak isteyen ama bana ulaşmakta zorluk çeken herkesten özür dilerim. Bu süreç boyunca beni merak edip mailler yollayan Hanimiş okuyucularına, babamın rahatsızlığından haberdar olup da destek olmak isteyen herkese teşekkür ederim. Son olarak yazmadan geçemeyeceğim bu aralar cafesinin tüm imkanlarından faydalanmama izin veren Bahar, imdadıma yetiştin sağol, varol.
Yazının başında fotoğrafını gördüğünüz kurabiyeler kurabiye-ye etkinliği için hazırlanmıştı. Daha doğrusu ne zamandır denemek istediğim bir tarifti. Geçen ay deneme imkanım olmuştu ve etkinlik için güzel bir tarif olduğuna karar verip bekletiyordum. Ama yetişemedim etkinliğe. Yabancı blog yazarları arasında da oldukça popüler olan bu kurabiyeler, gerçekten methedildiği kadar var.. Tarif Pierre Herme’ye ait. Yapımı çok basit, tadı çok zengin. Korova kelimesini Kubrick’in “Otomatik Portakal” filminden anımsayanlar olacaktır. Ama kurabiye, adını Herme’nin onları yarattığı restorandan almaktadır. Dorie Greenspan’in “Paris Sweets” kitabında bu isimle yer alan tarif, yine aynı yazarın “ Baking From My Home to Yours” isimli kitabında “Dünya Barışı Kurabiyeleri” olarak geçmektedir. Dediğim gibi yapımı son derece basit. Tarife sadık kalmaya özen göstermiş olsam da Fleur de Sel (Fransa’nın Brittany bölgesinden elde edilen ve kristal parçacıkları şeklindeki taneleriyle özel olan tuz çeşidi) yerine normal tuz kullanmam veya diğer malzemelerin de dünyanın çeşili yerlerinde farklı olmasının getirdiği dezavantaj sebebiyle sonucun, orijinalinden biraz farklı olduğunu sanıyorum. Yine de bol çikolatalı oluşu ve yerken ağızda dağılan kumlu dokusu ile gönlümü fetheden bu kurabiyeleri size de gönül rahatlığı ile tavsiye edebilirim. Tarifini yazının sonunda okuyabilirsiniz.
Yazının içinde gördüğünüz diğer fotoğraf ise anneler günü vesilesi ile pastamalzemeleri.com sitesinin düzenlediği pasta tasarım yarışmasına katıldığım pastanın resmi. Üçüncü olmuşum. Oy verenlere teşekkür ederim. Dereceye giren diğer pastalar için buraya tıklayabilirsiniz.
Sayfanın başlık kısmının sağ tarafına (arada güncellenmek üzere) değişen pasta fotoğraflarını eklemiştim. Yaptığım pastaların pek çoğunda zaten sitede yer alan tarifleri kullandığım için, ve her seferinde sadece fotoğraf koyup tarifsiz yazılar yayınlamak yerine merak edenler bu şekilde haberdar olabilecekti yaptıklarımdan. Nitekim oradaki pastalar hakkında sorular da geldi. Kimilerine o telaş içinde hemen cevap veremedim, kusura bakmayın. En çok merak edilen, kelebekli pastadaki çizgiler ve turuncu pastanın kaplaması ile ilgiliydi. Burada da cevap vereyim: kelebekli pastanın üzerindeki çizgiler yabancı literatürde “royal icing” olarak adlandırılan yumurta akı ve pudra şekeri karıştırılarak yapılan bir krema ile sıkma yoluyla yapıldı. Turuncu pastanın kaplamasının aslında değişik bir tarafı yok. Normal şeker hamuru ile kaplandıktan sonra kürdan ucu ile gelişigüzel çizgiler çizdim.
KOROVA KURABİYELERİ:
(36 adet kurabiye için)
- 140 gr un
- 40 gr kakao
- ½ çay kaşığı karbonat
-125 gr tereyağ (oda ısısında)
- 135 gr esmer şeker
- 55 gr tozşeker
- 1 çay kaşığı tuz (tercihen deniz tuzu)
- 1 tatlı kaşığı vanilya ekstresi
- 140 gr çikolata (tercihen bitter/acı – küçük parçalara bölünmüş)
Bir kabın içine kakao, un ve karbonatı eleyin. Tereyağı krem kıvamını alana kadar çırpın, buna şekerleri, tuzu ve vanilyayı ekleyip birkaç dakika daha çırpın. Unlu karışımı ekleyin ve karışana kadar mikserin düşük ayarında biraz daha çırpın. Mümkün olduğunca az çırpın, sadece malzemeler birbirine karışacak kadar. Hamur, kırıntılı kırıntılı bir hamur olacak. Çikolataları da ekleyin. Daha sonra hamuru iki eşit parçaya bölün. Her parçayı elleriniz yardımıyla biraraya getirerek rulo haline sokun. Çapı 4 cm.ye yakın rulolar yapın. Rulo yaparken zorlanabilirsiniz ama dert etmeyin dağılan kısımlar olursa yine ellerinizle onları bastırıp yapıştırın. Strech film ile kaplayıp en az 1 saat buzdolbında bekletin. 3 güne kadar bu şekilde buzdolabında saklayabilirsiniz. Pişirmeye hazır olduğunuzda fırınınızı 165 dereceye ayarlayın ve ısıtın. Fırın tepsisine yağlı kağıt veya silpatı serin. Buzdolabından çıkardığınız rulolarınızı biraz bekletin ki yumuşasın. Daha sonra 1 cm kalınlığında dilimler kesin hamurdan. Bu aşamada da hamurunuz dağılabilir. Dert etmeyin elinizde dağılan parçaları bastırıp dilimlerinizi düzeltebilirsiniz. Dilimleri 2 cm aralıkla tepsiye yerleştirin. Ben mini fırın kullandım ve 12 dakika pişmeleri için yeterli oldu. Sanki tam pişmemişler gibi görünebilir gözünüze ama merak etmeyin soğurken kıvamını buluyor kurabiyeler. Fazla pişirmek gevrekleştirip kıvamını bozabilir. Tel üzerinde soğutun ve afiyetle yiyin, bayılacaksınız.
29 Mayıs 2007
KOROVA KURABİYELERİ & KISA KISA
yazan: hanimiş saat 02:55 44 yorum var
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)