31 Aralık 2005

İYİ YILLAR...

Devamını Oku...

30 Aralık 2005

SACHER TORTE

Arkadaşım Ayşe, geçen şeker bayramında Viyana’ya gitmişti. Ben de gitmeden önce ısrarla orada Sacher Torte yemesini tembihlemiştim. Viyana’ya özgü, dünyaca ünlü yoğun çikolatalı bu pastayı ne zamandır yapmak istiyordum. Böylelikle orijinalini yemiş birisi karşılaştırma yapabilecekti. Ayşe gitti, hem Sacher Torte’yi hem de diğer ünlü Viyana pastalarını yedi, döndü, hatta gelirken bana orijinal tarifin yazılı olduğu bir kartpostal ve meşhur Mozart çikolatalarından da getirdi (SCOCTE). Ama ben bir türlü fırsat bulup da yapamamıştım -gerçi bu gecikmede, Ayşe’nin çok da olumlu olmayan yorumlarının da etkisi yok değil-.
Geçen yıl uzuuun bir staj macerası yaşadığım şirketin çok sevdiğim finansman müdürü Demet Hanım beni bugün yaptıkları yılbaşı partisine davet ettiğinde, onlara bu pastayı yapmaya karar verdim. Gerçi adettendir Sacher Torte’yi yapanlar çikolata kreması ile üzerine Sacher diye yazar ama ben yılbaşı partisi olduğu için farklı bir süsleme yapmak istedim. Aklım sıra pudra şekeri ile üzerine kar tanesi efekti uygulayacaktım. Ama resimden de görüldüğü üzere çok da başarılı olmadı malesef.

İnternette ve kimi kitaplarda da Sacher Torte tarifine rastlamıştım ama Ayşe’nin getirdiği kartpostaldaki tarifi yaptım. Sadece üst kaplamasını değiştirdim. Size aynen yaptığım gibi yazıyorum.

Malzemeler:
- 4,5 oz. butter ( ben 125 gr. margarin kullandım)
- 3,9 oz. powdered sugar (110 gr. Pudra şekeri)
- 6 egg (6 yumurta)
- 4,5 oz. chocolate ( 125 gr. diyor ama ben 80 gr. bitter çikolata koydum)
- 4,5 oz. flour (125 gr. un)
- 3,9 oz. granulated sugar ( 110 gr. tozşeker)
- 5,2 oz. apricot jam, pureed ( ben kayısı reçelini süzüp suyunu kullandım, miktarı da göz kararı belirledim.)
- Sacher chocolate icing ( bunun ne olduğu tarifte belli olmadığı için ben bitter çikolata ile kremayı karışıtıp kullandım)

Margarin ve pudra şekerini bir süre çırptım, yumurtaların sarılarını ekleyip çırpmaya devam ettim. Önceden eritilip oda ısısına getirilmiş çikolatayı yavaş yavaş karışıma ekledim. (Çok yoğun çikolatalı bir pasta olduğu duyumları aldığım için ben daha az çikolata kullandım.) Başka bir kapta yumurtaların akları ile tozşekeri, krema kıvamı alana kadar çırpıp önceki karışıma ekledim. Son olarak da unu eleyerek ekledim. Yağlanıp, unlanmış kek kalıbına karışımı koyup, önceden ısıtılmış 180 derecedeki fırında yaklaşık 45 dakika pişirdim. Bu süre fırından fırına değişebilir, siz emin olmak için kürdan testi uygulayın. Kek soğuduktan sonra ikiye böldüm. İlk katı kayısılı sos ile kapladıktan sonra ikinvi katı üzerine kapattım ve hem üstünü hem kenarlarını yine kayısı sosu ile kapladım. Son olarak da hazırladığım kaplama ile keki kapladım. Dediğim gibi normalde adettir aynı sos ile üzerine Sacher yazılır. Ama ben kağıttan yaptığım şablon ile kar tanesi efekti uygulama amacıyla pudra şekeri ile süsledim. Afiyet, şeker olsun.

Devamını Oku...

28 Aralık 2005

BROVNİ (Browni)

Tarifin adını yazarken çok düşündüm. Kakaolu kek yazacaktım önce. Ama kakaolu kekten anladığım başka birşey benim.. Bu basbayağı bir browni. Başlık İngilizce olsun istemedim. Gerçi yine İngilizce olmuş oldu ama neyse artık bu kadarını mazur görün. Tarife geçmeden önce yukarıdaki resimde gördüğünüz kırmızı boncuklu cisimden bahsetmek isterim. Geçen yıl annem büyük büyük mumlar alıp, mumun rengine uygun boncuklarla böyle süsler yapıp, mumları içine yerleştirme şeklinde gelişen bir hobi edinmişti. Bu şekilde kaç mumluk yaptık bilmiyorum. Bir tanesinin kaderi bu resimde figüran olmakmış.


Kekin hamuru son derece cıvık bir hamurdur. Böyle olması benim şahsi tercihimdir. Kendimce bir deney yaptım. Özellikle cıvık tutarak ve çok uzun süre pişirmeyerek yumuşacık bir kek olmasını istedim. Ve evet işe yaradı, amacıma ulaşmış bulunuyorum. Benim muffin kalıbım 6'lı olduğu için tarif malzemeleri de ona göre. Normal bir kek kalıbı için malzemeleri iki katına çıkarsanız yeterli olur sanıyorum.

Malzemeler:

- 1 adet orta boy yumurta

- 2/3 su bardağından biraz daha fazla şeker

- 1/2 çay bardağı süt

- 1/2 çay bardağı sıvıyağ

- 2/3 çay bardağı un

- 1 çay kaşığı kabartma tozu

- 1/2 paket vanilya

- 1 yemek kaşığı kakao

Yumurta, şeker, sıvıyağ, süt bir müddet çırpılır. Daha sonra geri kalan kuru malzeme elenerek karışıma eklenir. Homojen bir şekilde karıştıktan sonra önceden ısıtılmış 160 derece fırında pişirilir. Afiyet şeker olsun.

Devamını Oku...

26 Aralık 2005

YILBAŞI KURABİYESİ


Yılbaşı için kurabiye yapmak çok eğlenceli bir süreç. Birçok süslü alternatif var. Önce kar tanesi şeklinde beyaz glazürlü kurabiye yapmayı düşünmüştüm. Sonra kardanadam şeklinde bonbon yapmaya niyetlendim. Ama sonunda vitray kurabiyenin en dekoratif fikir olduğuna karar kıldım. Hem de fonksiyonel, yılbaşı süsü şeklinde ikinci bir kullanımı mevcut. Bu tarz kurabiyeleri ilk defa Teatime'da görmüştüm. Daha sonra internette biraz araştırmış, farklı tariflere de rastlamıştım. Buraya da yaptığım ilk denemenin resimlerini koymuştum.O zaman yaptığım kurabiyenin tadını hiç sevmediğim için tarifini yazmamıştım. Bu sefer Dr.Oetker'in klasik kurabiye tarifi ile yaptım. Süslemesi için de buradan ilham aldım. Yılbaşı için çok dekoratif bir kurabiye oldu, ağaçtan koparır yeriz artık..


Malzemeler:
- 80 gr. (1,5 çay bardağı) un
- 1 tutam kabartma tozu
- 50 gr. (1/2 çay bardağı) toz şeker
- 50 gr margarin
- 1 paket vanilya
- Renkli akide şekerleri

Unu eleyip diğer malzemeler ile birlikte yoğurun. Merdane yardımı ile 2mm. kalınlığında açın. Değişik şekillerde kurabiye kalıpları ile kesin. Ben yılbaşı olması sebebiyle çam ağacı kalıplarını kullandım. Hangi şekil olursa olsun önemli olan ortalarının delik olması (ki vitray yapabilelim). Hazırladığımız kurabiyelerimizi 160 derecede önceden ısıtılmış fırına koyalım. Bu sırada renkli şekerleri kıralım ufak ufak. 10 dakika pişirdiğimiz kurabiyeleri fırından çıkarıp ortalarındaki boşluklara ufaladığımız şekerleri koyalım tekrar fırına koyalım. 5-10 dakika daha pişirip çıkaralım. Göreceksiniz ki ufaladığınız şekerler eriyip boşluğun şeklini alacak ve bir süre sonra da katılaşıp cam gibi duracak ortalarında. Soğumadan yağlı kağıttan çıkmıyor. Kağıt sıcak şekerlere yapışıyor. Biraz soğuyunca daha kolay oluyor. Afiyet şeker olsun, iyi yıllar..


EKLEME (13/01/2006)

Bloglararası bir etkinlik olanAyın Güzeli”nde yılbaşı kurabiyelerimin resmi Aralık ayı güzeli seçilmiş. Buna çok memnun oldum, katılan herkese teşekkür ederim. Zinnur birkaç soruyu yanıtlamamı istemiş. Ama cevaplamadan önce belirtmem gerekir ki ben bu resim çekme işinde pek de başarılı değilim. Neyse ki resim çekmeyi çok seven ve çok güzel resimler çeken bir öğretmenim var. Blog için yaptığim tatlı ve pastaların resmini çekmem gerekince bana hızlandırılmış bir dijital kamera kullanma dersi vermişti. O derste öğrendiğim bazı teknik bilgiler bu konuda bana çok yardımcı oldu. (Hanimiş'teki eski tarihli yazıların resimlerine bakacak olursanız bu derslerden önceki resimlerin pek de parlak olmadığını görürsünüz. Neyse ki bitanecik ($) hocam photoshop ile onları güzelleştirdi.)

1. Resim cekerken nelere dikkat ediyorsunuz?
Resim çekerken en önemli etken IŞIK! Tarifleri hep gece denediğim ve resimlerini çekmek için ertesi sabahı bekleme sabrı gösteremediğim için güneş ışığından faydalanamıyorum. Ben de bu sebeple kendimce yöntemler geliştirmeye çalışıyorum. Bol ışık olmasına özen gösteriyorum. Bütün ışıkları açıyorum hatta iki tane çalışma lambasını tabağın üzerine doğru yakıyorum. Kendimce bu şekilde stüdyo ortamı yaratmaya çalışıyorum. Aslında çoğu zaman bunca çabama rağmen istediğim gibi çekemiyorum ama bildiğim en güzel yöntem bol aydınlatma ve beyaz fon kullanımı.

2. Derece kazanan bu resmin bir oykusu var mi?
Öyle ilginç bir hikayesi yok. Aslında çam ağacı süsü şeklinde yapmak istediğim için hep ağacın üzerinde çektim resimleri. Ama malesef o resimlerin hiçbiri (yukarıdaki de dahil) güzel olmadı. Sonra pes edip kurabiyeleri ağaçtan topladım ve beyaz dosya kağıdını fon yapıp o şekilde çektim. Nitekim iyi de oldu.

3. Kameranizin modeli ne, ya da tavsiye edebileceginiz bir kamera modeli var mı?
Ben resimleri Olympus C-725 ultra zoom ile çekiyorum. Tavsiye edebileceğim kameralar ise biraz olsun ayrıntılı fotografik kontrolleri olan makineler. Çünkü özellikle yiyecek resimleri çekmek için F (aperture) değeri üzerinde kontrolümüz olmalı. Lensinin hızlı olması ve az ışıkla kanaat getirmesi çok önemli.

Devamını Oku...

23 Aralık 2005

PORTAKALLI PELTE


Jöle ve jöleli tatlıları fazla sevmem. Ama yabancı yemek sitelerinde gördüğüm cazip renkler ve dekoratif sunumlar hep içimde yapma isteği uyandırıyordu. Sonunda annem beni çok sevindiren, çocukluk anılarından kalma bir tatlıdan bahsetti: Pelte.


Evdeki meyveleri değerlendirmek için anneannem yaparmış. Denemek için çok az miktarda yaptım. Bir bardak portakal suyunda 1 yemek kaşığı tepeleme mısır nişastasını erittim. Daha sonra 2 yemek kaşığı toz şeker ekleyip kaynayana kadar pişirdim. Kullandığım portakal pek tatlı olmadığı için şeker miktarını da çok tuttum ama siz kendi damak zevkinize göre miktarı değiştirebilirsiniz. Daha önce internette rastladığım ve çok hoşuma giden birşeyi de deneme fırsatım oldu. Yarım portakalın kabuğunun içini dolma gibi oyup, boşaltarak karışım sıcakken içine döktüm. Bir gece buzdolabında sertleşmesini bekledim. Sabah serleşmiş olan jöleli yarım portakal kabuğunu da ikiye böldüm. Böylelikle dilim portakal görünümü elde etmiş oldum. Geri kalanını da çikolata kalıplarına koydum. Resimden anlaşılıyor mu bilmiyorum ama bu minik balık şeklinde görüntü de çok hoşuma gitti. Tadına gelince... Jöle seven herkesin seveceği bir tatlı oldu ama ben portakalın taze meyve halini hiçbir şeye değişmem.

Devamını Oku...

21 Aralık 2005

YENİYAŞ PASTASI

Dün (20 Aralık) anneciğimin doğumgünüydü. Hazır pastabanlı Tiramisu tarifini saymazsak ilk defa hane içinden birisi için doğumgünü pastası yaptım. Pek özendim yaptığım en güzel pasta olsun diye.. Ama olmadı! Pandispanyada nişasta kullandım, fazla geldi. Pastacı kreması yapayım dedim onu da beceremedim. Annem kiraz şekerlemesi seviyor diye kiraz şekerlemesi kullandım. Onlar hazır olduğu için sorun çıkarmadılar neyse ki. Yılbaşı sofraları için alternatif olması için böyle süsledim pastayı. Süslemesi açısından da memnunum. O yüzden tarifin sadece o kısmını paylaşacağım. Annemin yeni yaşı (benim için her zaman 37), sizlerin de yeni yılı kutlu olsun.
Malzemeler:

  • 1 adet sade pandispanya
  • 2 paket kremşanti (ya da sevdiğiniz bir pasta kreması)
  • kiraz şekerlemeleri
  • hindistan cevizi
  • tart jöle
  • kırmızı renkte meyve suyu
  • kirş

Öncelikle bu pasta 3 katlı bir pastadır. Dikdörtgen ve kalın görünmesi benim açımdan önem teşkil etmektedir ama siz yuvarlak da yapabilirsiniz. O nedenle dikdörtgen şeklinde 3 katınız olacak şekilde pandispanyanızı hazırlayınız. Kekinin kirş kullanılarak ıslatılması önemlidir. Zira kiraz şekerlemeleri ile uyum sağlayan güzel bir tatdır kendisi. İlk katı ıslattıktan sonra üzerine krema sıvayınız ve kiraz şekerlemelerini yerleştiriniz. İkinci katı kapatıp bu sefer sadece krema ile kaplayınız. Son katı kapattıktan sonra pastayı komple krema ile kapatıp üzerine hindistan cevizi serpiniz. En üstünün süslemesi için önce pastanın üstüne bir çerçeve yapınız. Zira tart jölenin pastanın etrafından akmamasını ve üzerinde sapasağlam durmasını bunun sayesinde başarıyoruz. Kirazları (veya istediğiniz başka meyve ile de yapabilirsiniz) yerleştirip üzerine meyve suyu ile renklendirdiğiniz ve tatlandırdığınız, paketinin üzerinde yazdığı gibi hazırladığınız tart jölesini dökünüz. Çok sıcak olmamasına dikkat ediniz, kremanızı eritebilir. Buzdolabına kaldırıp en az birkaç saat soğutunuz. Afiyetle yiyiniz.


Devamını Oku...

19 Aralık 2005

ISPANAKLI KOL BÖREĞİ

Hanimis'teki nadir tuzlu tariflerden biri de bu börektir. Aslında yapımında çok fazla katkım yok. Ama ilk defa oklava ile yufka açtığım için benim açımdan önem teşkil ediyor. Tarif Dr.Oetker'in instant kuru hamur mayası paketinden alıntıdır. Esasında ekmek tarifidir ama annem tarafından börekleştirilmiştir. Ev yapımı börek ve kurabiye satan dükkanlardaki teyzelerin yaptığı böreklerden daha güzel bir sonuç ortaya çıkmıştır, şiddetle tavsiye edilir.
Malzemeler:

  • 3,5 su bardağı un
  • 10 gr. instant kuru hamur mayası
  • 2 yumurta
  • 1/2 çay bardağı şeker (biz daha az kullandık)
  • 50 gr. margarin
  • 1 çay bardağı ılık süt
  • 1/2 kg. ıspanak (yıkanmış, yemeklik doğranmış)
  • 2 yemek kaşığı sıvıyağ
  • 2 adet orta boy soğan
  • salça, tuz, karabiber, kırmızı biber
  • çörekotu

3,5 su bardağı unu eleyip maya ile karıştırın. 1 yumurta+1 yumurtanın akını, şekeri, margarini, sütü ve bir tutam tuzu bu hamura ekleyip yoğurun. Üzerini havlu ile örtüp ılık bir ortamda 45-50 dakika bekletin. Hamurunuz kabarırken siz de ıspanak harcı hazırlayın. Bunun için önce sıvıyağda soğanları kavurun. Daha sonra tencereye ıspanakları, salçayı, tuz, karabiber ve kırmızı biberi ekleyin. Tencerenin kapağını kapatıp ıspanaklar suyunu çekene kadar pişirin. Kabaran hamuru 10 eşit parçaya bölün. Sonra her birini yuvarlak şekilde açın.. İşte bu kısmı benim en çok hoşuma giden kısmı oldu. İlk defa yufka açtığım için çeşitli talihsizlikler yaşadım ama annem sabırla başımda durup gösterdi. Çok eğlenceli! Mesela incecik açmaya uğraştığım için habire oklavaya yapışıyordu. Bu derdi bertaraf etmenin yolu, meğer oklavayı ve yufkayı bol bol nişastalamakmış. Oklavaya sardığım yufkayı ellerimle yanlara doğru çekiştirerek sanırım sonunda becerdim bu işi. Yufkalara ıspanaklı harçtan koyup rulo şeklinde sardık ve tepsiye dıştan başlayarak içeri doğru sararak dizdik. Üzerine kalan yumurta sarısından sürdük, çörekotu serptik ve önceden ısıtılmış 180 derece fırında 15-20 dakika pişirdik, afiyetle yedik. Ben genellikle bu tip börekleri kuru bulduğum için pek sevmem ama bizimki hiç kuru olmadı. Yumuşacık ve lezzetli bir börek ortaya çıktı. Sonuçtan çok memnunum. Afiyet şeker olsun.

Devamını Oku...

18 Aralık 2005

HANİMİŞ MUHALLEBİ

Geçenlerde canım keşkül mü desem su muhallebisi mi desem böyle sütlü bir tatlı çekti. Ne yapsam diye düşünürken ortaya yukarıda resmini gördüğünüz uydurma bir muhallebi çıktı. Ben de ismini Hanimiş Muhallebi koydum.
Malzemeler:

  • 3 su bardağı süt
  • 1/2 bardak mısır nişastası
  • 1/2 bardak toz şeker
  • 1/2 paket vanilya
  • 1/2 paket kremşanti
  • 1 paket yulaflı bisküvi
  • 50 gr margarin
  • tarçın, kakao, kuru üzüm

Bir tencerede süt, nişasta ve şekeri pişirerek muhallebiyi hazırlıyoruz. Ocağı kapatmaya yakın vanilyayı da ekliyoruz ve soğumaya bırakıyoruz. Robotta un haline getirdiğimiz bisküvileri eritilmiş margarin ile karıştırıp kelepçeli kalıbın dibine bastıra bastıra yerleştiriyoruz. Ne kadar sıkıştırırsak o kadar iyi. Aksi halde daha sonra yerken dağılma riski yüksek! Bisküvi tabanı buzdolabında 1 saate yakın bekletiyoruz. Yağ donacağı için bisküvi taban da iyice sertleşiyor. Muhallebiye krem şantiyi katıp mikserle biraz çırptıktan sonra bisküvi tabanın üzerine döküyoruz ve yine buzdolabına kaldırıyoruz. İyice soğuduğundan emin olunca çıkarıp üzerine tarçın,fındık,kuru üzüm veya kakao serperek servise hazır hale getiriyoruz. Afiyet şeker olsun.

Devamını Oku...

15 Aralık 2005

KESTANELİ PETİFÜR (petit fours)


İlk defa bloglar arası bir yemek etkinliğine katılıyorum. Devletşah'ın ev sahibesi olduğu bu etkinlik için önce pasta yapmak istemiştim. Ama çikolata kapları keşfimi biran önce kullanabilmek için bu tarifte karar kıldım. Aynı kestaneli iç malzeme ile 3 çeşit petifür yaptım. Hepsi son derece basit ve bir o kadar da lezzetli minik lokmalar oldu.

1. petifür : Çikolata kapları içinde kestane truffle
2 petifür: Çikolata kapları içinde fındıklı karyoka
3. petifür: Şu hamuru içinde kestane püresi

Önce çikolata kaplarının yapımını yazayım. Hani minik tartölet kalıpları vardır ya kağıttan , hatta yukarıdaki resimde de değişik renkli olanları görebilirsiniz. Benmari usulü erittiğiniz bitter çikolatayı bir fırça yardımıyla bu kağıtların tabanına ve kenarlarına sürüp önce oda ısısında donmalarını bekleyip daha sonra da bir gece buzdolabında beklettiğinizde sabah çikolatadan yapılmış minik kaplarınız oluyor. Annem katıldığı bir davette kahvenin üzerine verilen likörün bu tip çikolata kaplarında verildiğinden bahsetmişti. Ben de ondan yola çıkarak denedim ve oldu. Tek endişem kağıdın çikolataya yapışmasıydı ama çikolata yeteri kadar donunca zaten kendinden kolayca ayrılıyor.

Kestaneli Truffle için 100 gr. kestane ezmesi, 30 gr. pudra şekeri, 30 gr. bitter çikolata ve çok az vanilya kullandım. Eritilmiş çikolata ve diğer malzemeyi birbirine karıştırıp donması için buzdolabına koydum. Çok sert olmadan evvel çıkarıp elimle yuvarlak şekiller verdim.

Fındıklı Karyoka yaparken de yine aynı yukarıdaki tarifi kullandım ama bu sefer içine minik minik ufalanmış kestane şekeri, ceviz ve kavrulmuş fındık parçaları ekledim.

Şu Hamuru yapmak için önce 1 çay bardağı suyu ocakta kaynattım. 1 cimdik tuz , bir tutam şeker, 50 gr. margarini ekledim ve kaynayana kadar pişirdim. Ocağı kapattım ve henüz karışım sıcakken 1/2 su bardağı unu eleyerek yavaş yavaş ilave ettim. Hamuru soğumaya bıraktım. Ilındıktan sonra 1 büyük boy yumurtayı yoğurarak hamura ilave ettim. Başta hiç kıvamlanmayacakmış gibi geliyor ama yoğurdukça kıvamını buluyor. Yağlı kağıt serilmiş tepsiye hamurdan (krema sıkıcı kullanarak) yuvarlak parçalar yerleştirdim ve önceden ısıtılmış 170 derece fırında üstleri hafif pembeleşene kadar pişirdim. Profiterol yaparken de aynı tarifi kullanıyorum. Zaten pişince içleri kendiliğinden boş kalıyor. Bir kenarından hafifçe kesip içine kestane püresi doldurdum, üzerini çikolata ile süsledim.

Afiyet şeker olsun...

Devamını Oku...

12 Aralık 2005

(Kırmızı Meyveli) KEDİDİLİ PASTA

Pazar günü liseden arkadaşımız Ebru'nun 20 günlük bebeği Eren'i görmek için Çorlu'ya gittik. Cumartesi gecesi iki sebepten ötürü uyuyamadım. Birinci sebep, yukarıda resmini, aşağıda da tarifini gördüğünüz pasta! Diğer sebep ise Ebru! Yaklaşık 15 yıldır tanıyoruz birbirimizi. Pastanın ara kreması donsun diye beklerken gözümün önüne hep ortaokuldaki hallerimiz geldi. Hatta böyle çok önemli anlar değil de sıradan okul günleri.. ve ertesi gün Ebru'nun bebeğini görmeye gideceğimiz düşüncesi derinden etkiledi beni. Hislendim işte özetle.

Eren bebek pek minik, 20 günlük.. Umarım hayat boyu mutlu ve sağlıklı olur. Kendisi gün boyunca sürekli uyudu, bolca ağladı, arada minicik güldü. Ebru ve eşi Cem'in annesi bize lezzetli ve bol çeşitli bir sofra hazırlamışlar. Ellerine sağlık, hepsi çok güzeldi. Keşke Meltem de olsaydı.

Geleyim pastanın tarifine. Tarifi yazmadan önce ufak birkaç not düşeyim. Kedidili bana çok estetik geldiği için illa kullanmak istiyordum. Ama kendim yapmaya cesaret edemediğim için hazır aldım. Ladyfingers denilen bu malzeme, birçok yerde Charlotte denilen -iç kremasının donuk olması esasına dayanan (çikolatalı mus veya jelatin kullanılarak yapılan kremalar gibi)- pasta tariflerinde kullanılıyordu. Ama benim başıma buyrukluğum yüzünden pastanın başına gelmedik kalmadı. Jöle veya jelatin kullanmadığım için zavallıcık dilimlere kesildiğinde kreması hemen eridi ve aktı.
Önce pandispanyasını pişirdim (tarifi aşağıda). Kelepçeli büyük bir kalıbı kedidilleri ile (ıslatmadan) çevreledim. Birinci kat pandispanyayı tabanına koydum (yine ıslatmadan). Üzerine çilekli muhallebiden kalınca bir kat sürdüm (tarifi aşağıda). İkinci pandispanya katını da yerleştirdim ve aynı muhallebiden yine üstüne sürdüm. Buzdolabına kaldırarak birkaç saat sertleşmesini bekledim. Sertleştiğinden emin olduktan sonra üst kaplamasını yaptım (tarifi aşağıda). Yine buzdolabına kaldırdım. Evden çıkmadan önce de minik kalpli şekerlemeler ve şeker hamurundan hazırladığım kalpli çubuklarla süsledim.

Pandispanya tarifi:

3 adet orta boy yumurta

100 gr. un

50 gr nişasta

100 gr. toz şeker

3 çay kaşığı karbonat

1 paket vanilya

Bir kapta yumurtaların beyazları kar haline gelene kadar uzuun uzun çırpılır. Başka bir kapta yumurtaların sarıları + şeker + vanilya çırpılır, kuru malzemeler (un+nişasta+karbonat) elenerek birkaç seferde bu karışıma eklenir. Son olarak da kar haline gelmiş olan yumurta beyazı tahta bir kaşık yardımıyla diğer malzemelere yedirilir. Fırın kağıdı serilmiş ve hafif unlanmış 25 cm.lik kelepçe kalıba pandispanya karışım koyulur. Önceden ısıtılmış 180 derece fırında yaklaşık 20 dakika pişirilir. Bu süre fırından fırına değişebildiği için kürdan testi uygulamanızı öneririm.

Ara Krema tarifi:

1/2 litre süt

2 kaşık un

1 yemek kaşığı nişasta

3 yemek kaşığı toz şeker

1 paket vanilya

1 paket hazır dondurma (çilekli)

Süt+un+nişasta ve şeker ocakta pişirilir. Daha sonra içine vanilya eklenir. Soğumaya bırakılır. Diğer yandan hazır dondurma 1 çay bardağından biraz daha az süt ile hazırlanır. İki karışım mikser yardımı ile karıştırılır. Normalde ben bu muhallebiyi dondurma yerine kremşanti ile hazırlıyorum ama bu pastanın kırmızı meyveli bir pasta olmasını istediğim için ve bu amaç doğrultusunda sadece üst kaplamanın meyveli olması yetersiz kalacağından arasına çilekli dondurma koydum. Ayrıca dondurmanın buzdolabında sertleşeceğini ve kremayı sıkı tutacağını sanmıştım, olmadı. Ama güzel bir renk ve aroma kattı.

Üst Kaplama tarifi:

Pastanın en sevdiğim kısmı burası. Çünkü hem dekoratif açıdan hem de lezzeti itibariyle çok güzel oldu bence. Donmuş ahududuları (biraz pudra şekeri de ekleyerek) mutfak robotunda çekerek püre haline getirdikten sonra posasını ayıklamak için ince bir süzgeçten geçirdim. 1 paket tart jölesi ekledim ve pastanın üzerine döktüm. Meyve sosu hazırlamak çok güzel birşeymiş. Galiba aynı karışıma kirş eklense daha da leziz olacaktı. Bir dahaki sefere artık.

Devamını Oku...

06 Aralık 2005

VİTRAY KURABİYE

Tarifi için bakınız Yılbaşı Kurabiyesi

Devamını Oku...

05 Aralık 2005

ÇİÇEK KURABİYE

Normalde kullandığım kurabiye tarifine ihanet ettim, internette rastladığım kolay bir tarif ile yaptım bu kurabiyeleri. Fazla memnun kalmadığım için yazmayacağım tarifi. Son dakikada limon kabuğu rendesi ekledim, nispeten daha iyi oldu. Üstüne üstlük fırında kurabiye olduğunu unutup başka şeylere dalmışım azıcık dipleri de tuttu. Bunca şanssızlıklarına rağmen görüntüleri itibariyle çok sevdim kendilerini. Papatyaları çok sevdiğim için elim hep bu kurabiye kalıbına kayıyor.. Siz kendiniz sevdiğiniz bir kurabiye hamuru hazırlayın. Hamuru bir saat kadar buzdolabında beklettikten sonra iki parçaya ayırın. Yarısını pişirmeye elverişli bir gıda boyası ile renklendirin. Ben toz gida boyası kullanıyorum, kırmızı boyadan kürdanın ucu ile minicik damlatsanız bu pembe rengi elde edebilirsiniz. Çiçekli kurabiye kalıbıyla şekil verdikten sonra çiçeklerin ortasını ufak yuvarlak bir kalıpla çıkardım. Renksizlerin ortalarından çıkanları pembelerin, pembelerin ortasından çıkanları da renksizlerin ortasında kalan boşluklara yerleştirip pişirdim. Böylelikle cıvıl cıvıl papatya kurabiyeler ortaya çıktı. Tadları olmasa da görüntüleri çok güzeldi.

Devamını Oku...

02 Aralık 2005

HAVUÇLU KEK


Yoğun istek (!) üzerine bugün havuçlu kek yaptım. 2 muffin ve 2 kek tarifini karıştırdım, kendim de birkaç ufak ekleme yaptım ve ortaya resimde görmüş olduğunuz kek çıktı. Pişip pişmediğini anlamak için kürdan testi yaptım, ama bu tarif için kürdan testine aldanmamak gerek. Sanırım biraz daha fazla pişirsem daha iyi olacaktı. Üzerine de süslemek için havuç şekerlemeleri yaptım. Hatta daha sonra hızımı alamayıp zavallı keki bir dilim pasta haline de soktum. Ama o gerçek kimliğinin bilincinde! Sadece bir kek olduğunu biliyor.

Malzemeler:
200 gr un
50 gr nişasta
1 tatlı kaşığı kabartma tozu
1 tatlı kaşığı vanilya
2 tatlı kaşığı tarçın
1 tatlı kaşığı bal
1 yumurta
100 ml süt
1 bardak sıvıyağ
3 orta boy rendelenmiş havuç
150 gr toz şeker
ceviz, fındık, kuru üzüm

Un, nişasta, kabartma tozu, vanilya, tarçın bir kaba elenir. Özellikle unun hava alması için elenmesi iyidir. Başka bir kapta yumurta ve şeker çırpılır, daha sonra içine süt, yağ, bal ve havuçları eklerken karıştırmaya devam edilir. Kuru malzemeler de karışıma eklenir. En son olarak dileğiniz kadar ceviz, fındık ve kuru üzüm unlanıp karışıma eklenir (çökmemelerini bu şekilde sağlamış oluyoruz). Bence ne kadar çok ceviz ve üzüm o kadar leziz bir kek. 180 dereceye ayarlanmış ve önceden ısıtılmış fırında pişirilir, afiyetle yenilir. Afiyet şeker olsun.


ÇEŞİTLEME - HAVUÇ PASTASI

Devamını Oku...