28 Aralık 2011

GAZİANTEP ANILARI

Gaziantep

Gaziantep turnesinin önceki şehirlere göre iki farklı özelliği vardı. Birincisi ilk defa turne sebebiyle gittiğim bir şehri gezebilmek için bolca zamanım oldu. İkincisi bu seyahatte bana eşlik eden birisi vardı: kuzenim Yeşim. Yani bu sefer sadece pasta buluşmaları için değil aynı zamanda kuzenimle birlikte turistik bir seyahat yapabilme imkanı da buldum. Antep'e gittiğimi duyurduğumda pek çok kişiden özellikle yeme/içme konusunda öneriler gelmişti. Pazartesi sabahı 10:00'da Antep'e vardık, gün boyunca Yeşim ile birlikte o önerilerin çoğunu yerine getirebilme başarısı gösterdik. Gezdiğimiz yerleri ve yediğimiz yemekleri yazının devamında anlatacağım.

gastronomi ogrencileri

Antep'teki ikinci günümde, Gaziantep Üniversitesi Gastronomi ve Mutfak Sanatları bölümünde Yrd. Doç.Dr. İlkay Gök Pınarlı'nın Tatlı ve Pasta dersine konuk oldum. İlkay Hoca aynı zamanda Gasder'in (Gaziantep Gastronomi ve Aşçılar Derneği) de başkanı. Tanışmamız internet vesilesi ile, bir araya gelişimiz ise güzel tesadüfler sonucu oldu. Benim Gaziantep'te olacağım gün İlkay Hn'ın okulda tatlı ve pasta dersi varmış. Üstüne üstlük aynı gün yerel bir dergi olan Gaziantep Black-White da derse misafir olup çeşitli çekimler ve röportajlar yapacakmış. Tüm bunlar bir araya gelince şenlikli bir gün geçirdik.

Gaziantep Üniversitesi 23000 öğrencisi ve geniş bir kampüsü olan bir üniversite. Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümü ise yeni bir bölüm. Tanıştığım öğrenciler ikinci sınıf öğrencileri ve bu bölümün ilk mezunları olacaklar. Uygulama derslerini üniversitenin orman içindeki turizm uygulama otelinin mutfağında yapıyorlar. Benim katıldığım derste yaklaşık 30 öğrenci vardı. 6 farklı gruba ayrılıp beş saat içerisinde 3 farklı sünger kek ve 3 farklı krema hazırlayarak bunların değişik kombinasyonları ile 6 farklı pasta ortaya çıkardık. Günün sonunda hepsini kesip yedik :) Ben çok eğlendim. Başta Ceyhun, Vildan ve "bahtsız ikinci grup" (ki kendilerini bilirler) olmak üzere tüm öğrencilere çok teşekkür ederim. Sizinle tanışmak ve çalışmak harikaydı. Can-ı yürekten diliyorum ki bu müstakbel aşçılarla en yakın zamanda yeniden bir araya gelebiliriz.


1,5 GÜNLÜK HIZLANDIRILMIŞ ANTEP GEZİ & YEME-İÇME REHBERİ (Hanimiş usulü)

Gaziantep dünyanın “hala yaşanılan en eski şehirleri”nden biriymiş, aynı zamanda da ipek yolu üzerinde. Hal böyle olunca pek çok tarihi han ve bedesten (kapalı çarşı) mevcut. Ama neredeyse (!) her üç dükkandan biri baklavacı, biri de kebapçı. Diğer dükkanlar da işte bunların arasına serpiştirilmiş gibi. Bunca dükkan sadece turistler için barınıyor olamaz diye düşünüp konuştuğumuz Gazianteplilere her seferinde sorduk ve evet gerçekten Antep halkı muhakkak her gün (çoğu zaman bir öğünden de fazla) et tüketiyormuş. Kayseri'nin mantısı, Samsun'un pidesi, Trabzon'un hamsisi meşhurdur ya.. Bu şehirlere gittiğinizde o yemekleri yiyebileceğiniz çok fazla yer bulamayabilirsiniz. Çünkü bu meşhur yemeklerini insanlar evlerinde pişirip yiyorlar. Ama Antep'te yemek kültürü sokaklarda da yaşıyor. Özellikle adamlar(!) bu bahsettiğim kebapçı ve baklavacıları dolduruyor gün içinde. Ayrıca sanmayınız ki et çok ucuz. Lokantalarda ücretler neredeyse İstanbul ile aynı. Ama lezzetine diyecek sözüm yok.

1.GÜN:
Kültür Yolu


Gaziantep Kalesi yapıldıktan sonra kale ve çevresi sosyal ve ticari hayatın merkezi olmuş. Her dönem canlılığını koruyan bu merkez, zaman içerisinde gelişmiş ve etrafı ile birlikte bir kültür yolu haline gelmiş. Bu yol üzerinde pek çok han, hamam, camii var ve aynı gün içerisinde çoğunu yürüyerek gezebilmek mümkün. Eskiden nasıldı bilemiyoru ama sanırım yakın zamanlarda bu yol üzerindeki yerler restorasyondan geçmiş. Biz ilk gün aşağıdaki yerleri gezdik:

zekeriya usta & katmer

Katmerci Zekeriya Usta: Antepliler kahvaltıda katmer yer dediler, biz de şehre varınca ilk iş Katmerci Zekeriya Usta'ya gittik. Seksenli yaşlarının sonunda olan Zekeriya Usta odun fırınının başındaydı. Ustalar da tezgahın başında hamurları büyük bir ustalıkla incecik açıyor, içine şeker, bolca fıstık ve daha da bolca kaymak koyarak katmerleri hazırlıyorlar. (Tam keşke videosu olsaydı da yazının bu kısmında sizinle de paylaşabilseydim diye düşünürken youtubeda buldum, izlemek isterseniz tıklayınız.) Geziye buradan başlamanın iyi tarafı Zekeriya ustanın oğlu Mehmet Bey'in gönüllü turizm danışma hizmeti vermesi. Hemen bize bir Gaziantep rehberi hediye etti, hangi sıra ile nereyi gezelim, sonra acıkınca nerede ne yiyelim... hepsini tek tek anlattı.

Emine Göğüş Mutfak Müzesi: İkinci durağımız tarihi bir taş konağın restore edilerek geleneksel mutfak kültürünün tanıtıldığı bir yere dönüştürüldüğü mutfak müzesiydi. Mutfak malzemeleri, baharatlar, sofra düzeni, yöreye özgü kullanım şekillerinin sergilendiği müzede ayrıca yemek tarifleri de içeren videolar gösteriliyor. Duvarlarda yine yemek temalı deyimler, şiirler asılı..

hanlar & carsilar
Gaziantep Kalesi & Çevresi: Kale yüksek bir tepenin üzerinde. Biz içine çıkmadık ama çevresinde birkaç tur dolaştık. Tam kalenin altında Evliya Çelebi'nin seyahatnamesinde de bahsi geçen tarihi Naib Hamamı var. Onun az ilerisinde tarihi Kır Kahvesi... Onun karşı çaprazında Roma dönemine ait süt pompası veya camdan fallus gibi şaşırtıcı cam objelerin sergilendiği Cam Müzesi (müzekart geçmiyor)var.

Hanlar: Kaleden güneye doğru devam ettiğinizde yol boyunca Zincirli Bedesten, Tütün Han, Bakırcılar Çarşısı, Almacı Pazarı vb hanlar ve çarşılar var. Buralarda fıstık, pekmez, salça, baharat, tuzsuz Afyon peyniri, bakır ev eşyaları (ki Gaziantep'te bakır eşyalar bakır diyarı olan Diyarbakır'dan daha ucuza satılıyor), yemeni (ki biz yemeni diyince aklımıza bir çeşit tülbent geliyor ama buradaki yemeni üstü kırmızı ya da siyah deriden, tabanı ise köseleden dikilen geleneksel bir ayakkabı), sedef kakmalı eşyalar, kahke (uzun süre bayatlamayan gevrek bir kurabiye) veya kutnu kumaşı (el tezgahlarında dokunan Gaziantep’e özgü ipekli bir kumaş) gibi pek çok şey satılıyor.

Metanet Lokantası: Mutfak müzesini gezerken yöresel bir çorba olan “beyran”ın yapımını izlemiştik. Katmerci Zekeriya ustanın oğlu da bize Metanet Lokantasını şiddetle önerince öğle yemeği için Metanet Lokantası’a gidip meşhur beyranını yemeye karar verdik. İtiraf etmeliyim ki o sırada çok sevmemiştim. Ama şimdi yazarken canım çekti. 10 saat haşlanarak pişirilen koyun etinden yapılan acılı, pirinçli ve sarımsaklı bir çorba. Değişik bir lezzet, insanı ziyadesi ile tok tutuyor.

Fıstık: Kültür yolunda gezerken sürekli karşılaştığımız orta yaşlı bir turist grubu vardı. Metanet Lokantası’ndan aynı anda ayrılıyorduk ki peşlerine takıldık. Fıstık, fıstık ezmesi ve diğer kuruyemişleri tatmak ve almak için Seval Kuruyemiş diye bir yere gidildi, böylelikle biz de grup indiriminden faydalanmış olduk :) Malumunuz fıstık Gaziantep'in simgesi... Keşke İstanbul'da da bu fiyata böyle güzel fıstıklar alabilsek...

kahke & tahmis
Tahmis Kahvesi: Tahmis, Arapça’da kahvenin kavrulduğu, dövüldüğü ve satıldığı yer anlamına geliyormuş. 1600’lü yıllarda Mevlevihane'ye gelir amaçlı yaptırılan dükkanlardan biri olan Tahmis Kahvesi’nde Hanimiş takipçisi Belma Hn. ile buluştuk, biraz sohbet ettik. Ben menengiç kahvesi (aşılanmamış fıstık ağacının meyvesinin kavrulup, türk kahvesi pişirilmesi ile elde edilen sütlü bir kahve) içtim, Yeşim de zahter (kekik) çayı. (Not: Son zamanlarda evde de zahter çayı ve menengiç kahvesi yapıp içiyoruz.) Daha sonra Belma Hn. da bizimle biraz dolaştı hatta bana çok güzel bakır kaşıklar hediye etti.

baklava & kunefe
İmam Çağdaş: Gazantep’in en meşhur kebapçısı ve baklavacısı İmam Çağdaş olsa gerek. Daha gitmeden namını bolca duymuştuk. Ben pek meşhur Ali Nazik’lerini kuzen de çöp şiş yedi. Herhalde hayatımda yediğim en güzel Ali Nazikti. Uzun uzun yazmayacağım. Zira anlatılmaz yaşanır. Ama esas unutulmaz olan baklavaydı. Hafifliğini, lezzetini anlatacak kelime bulmak mümkün değil.

Hasan Usta Kadayıfları: Yeşim’in künefe yeme arzusu üzerine sorduk soruşturduk en şahanesini Hasan usta yapıyor dediler. İmam Çağdaş’ta yediğimiz yemek ve baklavanın üzerine bir de künefe yemeye gittik. Elbette bitiremedik ama çok lezizdi, çok hafifti (ki bu sıfatı künefe için kullanacağım hiç aklıma gelmezdi) anmadan geçmek istemedim.

2. GÜN:

Çingene Kızı

Zeugma Mozaik Müzesi
: Gaziantep’te beni en çok etkileyen şey Zeugma mozaikleri oldu. Zeugma, MÖ 300 civarında Büyük İskender'in generallerinden biri tarafından kurulmuş bir antik şehirmiş. Nizip ilçesine 10 km uzaklıktaki Belkıs köyü eteklerindeymiş. İlk olarak kurucusu adıyla anılan şehir Roma İmparatorluğu tarafından ele geçirildikten sonra köprü anlamına gelen "Zeugma" ismiyle anılmaya başlanmış. Fırat yoluyla oluşan geçitte liman olarak büyük bir ticari değer kazanmış. Yapılan kazı çalışmalarında üç bölümde incelenen şehrin villaları ve çarşılarının bulunduğu bölümler bugün malesef Birecik Hidroelektrik Baraj gölü altında kalmış. Antik şehir, Roma döneminden kalan mozaikleri ile dünyaca ünlü. Bu mozaiklerin az bir kısmı Gaziantep’teki Zeugma Mozaik Müzesi’nde (müzekart geçiyor) sergileniyor. Bir kısmı zaten baraj altında kalmış, bir kısmı da kaçakçılar tarafından çalınmış. Talihsiz Zeugma ile ilgili daha detaylı bilgilere buraya tıklayarak ulaşabilirsiniz.

Bey Mahallesi
Bey Mahallesi: Eski Antep evlerinin olduğu Bey Mahallesi yakın bir zamanda restore edilmiş. Eski evler ve konaklar otel, restoran, cafe olarak düzenlenmiş. Dar sokaklar, taş duvarlar.. Burada bir de Gaziantep yaşamını anlatan bir Etnografya Müzesi (müzekart geçiyor) var. Ama işin garibi bu mahlleye nasıl gideceğiz diye sorduğumuz insanlar bize sanki acayip birşey soruyormuşuz gibi davrandılar. Sanırım ya bu restorasyonlardan haberleri yok (çünkü önceki halinin fotoğraflarını gördük terkedilmiş izbe bir muhit görünümdeydi) ya da burayı görmek istememize bir anlam veremediler.

kebap & yoresel yemekler
Halil Usta: Zeugma Mozaik Müzesi’nin iki sokak arkasında bir kebapçı. İnternette Halil Usta diye aratın zaten hakkında yüzlerce güzelleme bulacaksınız. Değişik değişik etlerinden ve kebaplarından az az yedik. Ama ben ömrü hayatımda bu kadar lezzetli bir lahmacun (sarımsaklı) ve bu kadar şahane bir et (küşneme) yemedim. Pamuktan bile yumuşak.

Yörem Mutfak: Gaziantep’in kebapları ve baklavası kadar, yöresel yemekleri de dillere destan. Dönmeden önce o yemeklerden de yiyebilmek için yine öneriler doğrultusunda Yörem’e gittik. Tabii ki bu yemeklerin de bir kenarın köşesinde muhakkak et oluyor. Yuvarlama, cacıklı Arap köfte, içli köfte, Antep dolması, firik pilavı, şiveydiz gibi yöresel yemeklerden oluşan bir menü hazırladılar bize. Hem Yeşim’in hem de benim en sevdiğimiz yemek de bu oldu sanırım.

NOTLAR:

Ulaşım ... Gaziantep’e uçakla gittik. Hava alanı şehir merkezine 20 km uzaklıkta. Merkeze ulaşım sadece Havaş ve taksiler ile sağlanıyor. İner inmez koşarak Havaş otobüsüne binmezseniz bizim gibi size de yer kalmaz. Ya yarım saat bekleyip bir sonraki servise binersiniz ya da bizim yaptığımız gibi diğer bekleyenlerle anlaşıp taksiye binebilirsiniz. (Hava alanından şehir merkezine taksi 40 TL tutuyor.)

İklim ... Kasım ayının son günleri olmasına rağmen hava günlük güneşlikti. Gerçi buna aldanıp hep dışarılarda durduk ve döndüğümüzde hasta olduk ama yine de mevsime göre ılık bir hava vardı diyebilirim. Konuştuğumuz kimseler (üzücü ama bundan memnuniyetle bahsediyorlar) havanın eskiye nazaran daha ılıman olduğunu, sebebinin de şehrin çevresindeki barajlar olduğunu söylediler.

Konaklama ... İlk işimiz çantalarımızı otele bırakmak oldu. Görmek istediğimiz yerlere yürüme mesafesinde olduğu için Novotel/Ibis'de kaldık. Yeri çok merkezi, fiyatı da uygundu. Ama bir dahaki gidişimde Bey Mahallesi'ndeki Zeynep Hanım Konağı'nda kalacağım. Bu da burada kendime not olarak dursun.

Şehrin dumanları... Akşamları şehrin üzerine bir duman çöktü. Sobaların dumanı... Bu benim çocukluğuma dair bir anı, unutmuşum. Bir de şahit olmadığımız ama pek çok kimseden duyduğumuz "pazar günü ormanlık alana ve çevresine çöken duman" efsanesi var. Öyle ki Gaziantep halkının aktif bir şekilde yaşattığı bir piknik geleneği varmış. Şehrin çevresindeki ormanlık alanlarda insanlar her pazar ailece piknik yaparmış. Bu pikniklerde mangallardan çıkan duman öyle çok olurmuş ki tesadüfen oradan geçen ve bu geleneği bilmeyen insanlar itfaiyeyi ararmış ormanda yangın var diye :)

- Son -

not 1: Gaziantep-Halep mutfak kültürü ve yemekleri birbirine çok benziyormuş. İlkay Hoca’nın bu konuda (tarifleriyle birlikte) araştırmalarını içeren bir kitabı var. Döndüğümden beri açıp açıp okuyorum. Kitapçılarda satılıyor mu bilmiyorum ama bir yerlede rastlarsanız incelemeden geçmeyin derim. (Gaziantep-Halep Mutfak Kültürü Ve Yemekleri: Benzerlikler Ve Farklılıklar -2009)
not 2: Benimle birlikte bu tıka basa yemece, saatlerce yürümece gezisine katıldığın için teşekür ederim kuzen.
not 3 : Okul fotoğraflarının devamı ve diğer turne fotoğrafları için buraya tıklayabilirsiniz.

Devamını Oku...

16 Aralık 2011

HANİMİŞ TURNEDE - URFA & DİYARBAKIR


Turnenin son durağı Diyarbakır ve son anda ona eklenen Urfa...

İşin garibi gitmeme birkaç gün kalmış olmasına rağmen duyurusunu ancak yapabiliyorum. Sanırım sonlara doğru biraz pilim bitti, malesef diğer şehirlerde olduğu gibi planlı programlı bir organizasyon yapamadık. Hatta birkaç saat öncesine kadar ertelemeyi de düşünüyordum. Ama sonra oradakilerle konuşunca gitmeye karar verdim. Ben belli olan programımı buraya yazayım, sonrası doğaçlama gelişecek artık. (Olur da bu yazıyı görüp bize katılmak isterseniz beni 506-5088923 numaralı telefondan arayabilirsiniz.)

19 Aralık 2011 ... URFA

Aslında Urfa, turne kapsamında değildi. Zaten benimle daha önce Urfa'dan irtibat kuran da olmamıştı. Turneye yeni başladığımız günlerde İstanbul'daki derslerimizden birine katılan Urfalı bir öğrencimizin özendirmesi ile 2012 yılı içinde bir Urfa seyahati yapabilmeyi umuyordum. Diyarbakır turnesi kapsamında orada 3 gün bulunacağım için bir gününü Urfa'ya ayırabileceğimi düşündüm. Hem baharda yapmayı planladığım seyahat için bir keşif gezisi olacak hem de orada butik pastacılık adına bir girişimde bulunan Kezban Hn.'ı ziyaret edeceğim. Kezban Hn. yakın zamanda Urfa'da Valikonağı Caddesi'nde Tarçın isimli bir kafe işletmeye başladı. Orada kapkekler, dekorlu pastalar ve kurabiyeler yapacaklar. Ben 19 Aralık pazartesi günü orada olacağım, beklerim...

20-21 Aralık 2011 ... DİYARBAKIR

Birkaç sene önce İstanbul'daki eğitimlerimize Diyarbakır'dan gelmişti Nuri Usta... O zamandan beri onunla irtibatımız kesilmedi. Her sene muhakkak fuarlarda görüşüyoruz. 9 ay önce bir günlüğüne Diyarbakır'a gittiğimizde de ailesi ile birlikte bizi ağırlamışlardı. Turne kapsamına Diyarbakır'ı dahil ederken atölye çalışması için Petek Pastaneleri'nin mutfağını bize açacağını biliyordum. Ama yazının başında da söylediğim gibi malesef iyi organize olamadık. Bu seferlik bir atölye çalışması olmayacak. Ama ben yine Demir ailesi ile bir araya geleceğim, meslek lisesini ziyaret edeceğim, Diyarbakır'daki pasta buluşmasına katılmak isteyenlerle görüşeceğim. Olur da bu yazıyı okursanız ve Diyarbakır'daysanız lütfen siz de gelin. Nuri ustanın çikolatalarını tadar, birlikte sohbet ederiz.

Devamını Oku...

11 Aralık 2011

ANTALYA ANILARI

Antalya'daki ilk günümde Manavgat'taydım. Akdeniz Üniversitesi Manavgat Meslek Yüksek Okulu'nun aşçılık ikinci sınıf öğrencileri ile bir araya geldik. Daha önce gastronomi festivalinde tanıştığım milli aşçı Köksal Sezgin'in eşi öğretim görevlisi Ahu Hn. karşıladı beni. Pastacılık dersi kapsamında şeker hamuru üzerine bir atölye çalışması yaptık.

Manavgat Meslek Yüksek Okulu
Çalışmanın sonunda tesadüf bu ya bir de doğumgünü pastası siparişi geldi. Herhalde gördüğüm en kısa sürede hazırlanan pasta oldu kendisi. Yarım saat kadar kısa bir sürede Köksal hoca kek ve kremayı bir araya getirirken biz de öğrencilerle birlikte süslemelerini hazırladık. Epey maceralı ve komik bir anı oldu benim için. Ama sanırım üstesinden geldik.

Köksal hoca daha önce de pastacılık dersinde bizim kitaptan bazı tarifler yaptırmış öğrencilere. Bir okul bünyesinde kitabımızdan tarifler deneniyor olması beni hem çok sevindirdi hem de gururlandırdı.

Manavgat Yüksek Okulu'ndaki aşçılık bölümü yeni bir bölüm. Benim tanıştığım öğrenciler de okulun ilk mezunları olacaklar. Yeni bir bölüm olmasına rağmen çok güzel bir mutfakları var. Köksal Hoca ve Ahu Hoca da çok gençler. Eğitmen olmanın yanı sıra arkadaş da olabilmişler öğrencileri ile. Tüm öğrencilerde öğretmenlerinin cep telefonu numaraları var. Herhangi bir konuda istedikleri zaman öğretmenlerini arayabiliyorlar.

Henüz liseyi bitirmelerinin üzerinden birkaç sene geçmiş olmasına rağmen daha önce gittiğim meslek liselerinden farklı olarak bu öğrencilerin hangi alanda çalışmak istediklerine dair daha çok fikirleri oluşmuş. Mesela hangi öğrencilerin pastacılık konusunda çalışmak istediklerini beni dinlerkenki ilgilerinden ve bakışlarından anlayabildim. Aslında gönül isterdi ki yüksek okulda aşçılık ve pastacılık bölümleri ayrılmış olsun.

Malesef Manavgat'ı görme şansı pek bulamadım. Sabah doğrudan okula gidip akşam da hemen Antalya'ya geri döndüm. Ama umarım baharda okullar kapanmadan önce yine gidebilirim. Hem öğrencilerin bazılarıyla denize gireceğiz diye sözleştik. Ayrıca Ahu Hn'ın Karadeniz yemeklerini de yemeye söz verdim. Ne güzel olur...

Manavgat'tan Antalya'ya otobüsle 1 saatte gidiliyor. Antalya hakkındaki ilk gözlemlediğim şey toplu taşımanın yetersizliği ve karmaşıklığı oldu. Antalya'yı bilenler anlayacaktır. Şöyle ki Manavgat'tan gelen otobüslerin son durağı Antalya otogarı. Ama ben o akşam Lara'da oturan bir arkadaşımda kalacaktım. Otobüste sorduğum herkes Lara'ya toplu taşıma ile gidebilmemin tek yolunun önce otogara gidip oradan tekrar Lara arabalarına binmem gerektiğini söyledi. Ama böyle yapmam önce şehrin uzak ucuna gidip tekrar geri dönmem anlamına geliyordu. Ben de çevre yolunda inip o yöne nasıl olur da bir otobüs/minibüs olmaz diye söylenerek taksiye bindim. Taksi yolculuğum da çok garipti. Gerekli gereksiz o kadar çok trafik ışığı vardı ki bu ışıkların oluşturduğu garip bir trafik vardı yollarda. Çok kısa bir yolu epey uzun bir sürede alabildik.

Antalya'da arkadaşım Kaan'a misafir oldum. Onun sayesinde Antalya'da yaşam nasılmış biraz fikrim oldu. İlk gözlemlediğim şey evinde ısınmak için klima kullanıyor olması oldu. Sonradan başkalarından da öğrendim ki burası için bu normal bir davranışmış. Akşam her ne kadar soğuk da olsa gündüz güneşle ısınan duvarlar sayesinde akşam bir süre klima çalıştırmak soğuğu kırmaya yetiyormuş. Nitekim ertesi gün öğleden sonra açık havada oturduk. Kasım ayının sonu olmasına rağmen hava o kadar sıcaktı ki önce montumu sonra hırkamı çıkarıp gömlekle oturabildim dışarıda. Bir de her binanın üzerinde ısı panelleri var. Sıcak su ihtiyacı için kışın bile yeterli oluyormuş. İlk defa kışın bir güney ilinde bulunduğum için bunlar benim için değişik gözlemler.

pasta atölyesinden...

Salı günü sabah erkenden TMS Akademi'de dersim vardı. Arkadaşım Ebru (ki kendisi Antalyalıdır) bana Ayşe Bacı'dan katmer sipariş etmişti gelirken getir diye. Yerini de tarif etmişti. Ben Lara'daydım, Ayşe Bacı da Lara'daydı, TMS Akademi de Lara'daydı. O zaman sabah biraz erken kalkıp TMS'ye yürüyerek gider, yolda katmerleri alırdım. Görünüşte plan çok iyiydi. Ama evdeki hesap çarşıya uymadı. Kaan'ın evi ile TMS'nin olduğu yer arasında elimde bavulum ile tam 45 dakika yürüdüm. Üstüne üstlük katmerciyi de görmedim.

Saat 08:00'de TMS Akademi'ye vardım. Hem binası hem de bulunduğu yer çok güzel. Öyle ki tam otellerin ve sitelerin bitip yolun denize kavuştuğu noktada. (Malesef sahil kısmının epey uzun bir bölümünde denizi göremiyor insan. Falezlerin hemen dibinde siteler ve oteller yerleşmiş.) İçeri girdiğimde eğitmen şef Şahin Çelikpençe ve asistan şef Murat Beyazıt ders öncesi son hazırlıkları yapıyorlardı. Şahin usta ile telefonda birçok kere görüşmüştük. Yapacağımız dersin içeriği geniş, süresi sınırlı olduğu için birçok ön çalışma yapılması gerekiyordu. Hepsini harika bir şekilde hazırladıkları için hem Şahin ustaya hem de Murat ustaya tekrar teşekkür ederim. TMS Akademi bir sene önce açılmış özel bir mutfak okulu. Bünyesinde hem profesyonel programlar hem de amatörler için atölye çalışmaları düzenliyorlar. Mutfakları şimdiye kadar gördüğüm en donanımlı olanlardan. Ama gördüğüm kadarıyla henüz en verimli haliyle kullanılmaya başlanamamış.

Antalya'daki atölye çalışmasını oldukça kalabalık bir grup ile gerçekleştirdik. Benimle irtibata geçerek gelen dört-beş kişi vardı. Diğer katılımcılar TMS vesilesi ile haberdar olup gelmişlerdi. Katılanların bazıları ile öncesinde birebir diyaloğum olmadığı için malesef dersin içeriği konusunda yeterli bilgileri yoktu. Bu durum ilk etapta beni biraz yordu ama sonra Şahin usta ve Alev Hn'ın yardımıyla güzel bir şekilde günü tamamladık. Alev Hn. TMS'nin kadrolu eğitimcilerinden. Aynı zamanda Çikurab isimli bir de üretim atölyesi var. Alev Hn'ın da bu çalışmadan önceden haberi olmamış malesef. İstanbul'daki eğitimlerimize katılan Nevin Hn sayesinde haberdar olmuş ve gelmiş.
pasta atölyesinden...
Ders bittikten sonra Evren, İzgün, Nevin ve Alev Hn ile birlikte yemek yedik. Evren Hn ile zaten turneyi duyurduğum günden beri haberleşiyoruz. Öncesinde de bloglarımız vesilesi ile sanal bir ahbaplığımız vardı. Antalya'da görmeyi ve tanışmayı en çok istediğim kişiydi kendisi. Gerçi umduğum kadar fazla vakit geçiremedik birlikte ama ilk adımı atmış olduk. Bundan sonra ne zaman Antalya'ya gitsem ziyaret edeceğim bir arkadaşım daha oldu. İzgün Hn ile ilk defa TMS'deki atölyede tanıştık. İyi ki gelmiş, artık severek takip edeceğim yaptıklarını. Nevin Hn ile olan ilişkimiz ise çok komik... İlk defa, 19 Kasım günü İstanbul'daki cakepops dersine geldiğinde tanışmıştık. Birkaç gün sonra, 22 Kasım'da bu sefer ben Antalya'ya gittiğimde oradaki atölyeye katıldı. Sonrasında 2 Aralık günü yine İstanbul'daki kapkek atölyesine geldi. Sanırım sıra bende... Mart'ta Antalya'da bir butik kapkek dükkanı açacak. Umarım herşey gönlünce olur.

not 1: Sabah bulamadığım Ayşe Bacı'ya öğleden sonra Nevin Hn ile gittik. Yani Ebru'nun katmer siparişini yerine getirebildim, mutluyum.

not 2
: Antalya'nın nesi meşhur dediğimde herkes "reçel"i diyordu. Gerçi süper reçeller yapan bir annenin evladı olarak reçel almak gibi bir niyetim yoktu ama Nevin Hn beni Batı Akdeniz Tarımsal Araştırma Enstitüsü'ne götürünce daha önce hiç tatmadığım patlıcan ve bergamut reçellerinden aldım. Fiyatları o kadar uygundu ki kendimi tutamayıp nar suyu, nar ekşisi ve diğer reçel çeşitlerinden de almış olabilirim. Tabii bunları uçağa nasıl soktuğumu ne siz sorun ne ben söyleyeyim.


not 3: Beni çok güzel ağırlayan arkadaşım Kaan'a çok teşekkür ederim. Bu şarkı onun için gelsin :)
not 4: Antalya turnesine ait tüm fotoğraflar için buraya tıklayabilirsiniz.

Devamını Oku...

06 Aralık 2011

HANİMİŞ TURNEDE - TRABZON


Trabzon turnesinin zamanı geldi...

14 yıl önce teyzem ve kuzenimle birlikte o zamanlar Trabzon'da oturan dayımlara gitmiştik. Otobüsle gidip yine karayoluyla dönmüştük. Çoook uzun süren ve yorucu bir yolculuktu ama bu sayede şahane manzaralı yollardan geçme şansımız olmuştu. Tabii orada yaşayan bir yakınımız olması avantajı ile Sümelayı, Hamsiköy'ü, Uzungöl'ü, Zigana Geçidini, yemyeşil çay bahçelerini görmüştüm. Anılarımda çok güzel manzaralarla yer alıyor Trabzon. Malesef bu gidişimde bu kadar gezmeye zamanım olmayacak ama sanırım az da olsa şehrin içini görme fırsatı bulabileceğim. Umarım hava da güzel olur.

Turne kapsamında Trabzon'da üç farklı etkinlik olacak:

Pasta Buluşması ... 13 Aralık 2011 Salı

Bu buluşma tüm pastaseverlere açık bir tanışma ve kaynaşma buluşmasıdır. Elbette herhangi bir katılım ücreti yoktur. Gelmek isteyen, müsait olan herkese açıktır. Birlikte güzel bir kahvaltı yapıp pasta sohbetleri gerçekleştireceğiz.

13 Aralık 2011 Salı saat 10:00
Aya Sofya Müzesi

Turne duyusunu yapar yapmaz benimle irtibata geçen Sema Hanım ile haftalardır telefonla konuşuyoruz. Sağolsun Trabzon konusunda bana çok yardımcı oldu. Aya Sofya fikri de ondan çıktı. Gelmek isteyenler bana 506-5088923 numaralı telefondan ulasabilir, bekleriz.

Şeker Hamuru & Pasta Yapımı Atölyesi ... 13 Aralık 2011 Salı

Bu atölye çalışması ücretlidir ve sınırlı sayıda katılımcı ile gerçekleştirilecektir. Detaylarını yazının devamında bulabilirsiniz. (Çalışmanın yapılacağı Happy Cake'in sahibi Dilek Hn ile İstanbul'da tanışmıştık. Birkaç ay önce Trabzon'un ilk butik pasta tasarım atölyesini açtı, şimdi de bize ev sahipliği yapacak.)

Öğrencilerle buluşma ... 12 Aralık 2011 Pazartesi

Pazartesi günü Trabzon Kız Teknik Öğretim Olgunlaşma Enstitüsü'nde Yiyecek İçecek Bölümü öğrencileri ile Pasta ve Şeker Hamuru yapımı ve uygulaması üzerine bir atölye çalışması yapacağız. İlk defa bir olgunlaşma enstitüsüne gideceğim, heyecanla bekliyorum.


ATÖLYE ÇALIŞMASININ DETAYLARI

Şeker Hamuru & Pasta Yapımı

Eğitmen: Işıl Sözer
Eğitim tarihi: 13 Aralık 2011 Salı
Eğitim süresi : 5 saat (13:30-18:30)
Eğitim yeri: Happy Cake Butik Pasta Tasarımı - Kemerkaya Mah. K.Maraş Cad. İpekyolu İş Merkezi Kat:2/55 (Zorlu Grand Hotel Karşısı) Tel: 505 7467703
Ders ücreti:150 TL
Katılımcı sayısı: 6 kişi ile sınırlıdır.

Ders içeriği:
-DEMO: Sünger kek ve ganaş krema yapılırken kullanılan malzemelerin, ölçülerin ve aletlerin tanıtımı, sünger kek pişirilmesi ve ganaş krema hazırlanması
-DEMO: Şeker hamuru ve malzemeleri hakkında teorik bilgilendirme & şeker hamuru yapımı
-UYGULAMALI: Keklerin katlandırılması, pastaların bir araya getirilerek sıvanması ve kaplanmaya hazır hale getirilmesi
-UYGULAMALI: Pastaların şeker hamuru ile kaplanması
-UYGULAMALI: Şeker hamuru ile süsleme yöntemleri ve bu yöntemlerin hazırlanan pastalar üzerine uygulanması

Not: Kullanılacak tüm malzemeler ve ders notları tarafımızdan sağlanacaktır.
Kayıt olmak için 506-5088923 numaralı telefondan benimle ya da 0505 746 7703 numaralı telefondan Dilek Hn. ile irtibata geçebilirsiniz.

Turnedeki son durak 19-20-21 Aralık tarihlerinde Diyarbakır ve Urfa... Önümüzdeki hafta onlarla ilgili duyuruyu da yapacağım.

DSC_3438_binder_banner

Devamını Oku...

03 Aralık 2011

İZMİR ANILARI

15-16 Kasım 2011 İzmir turnesinden...

İzmir'e gider gitmez en hoşuma giden şey havalimanından şehir merkezine tren olması oldu. Herhangi bir havalimanı servisine veya taksiye muhtaç olmadan toplu taşıma kullanarak uçaktan indikten yarım saat sonra Alsancak'taydım. Gerçi İzmir belediyesi neden tek bilet satmak yerine üç biletlik bir kart almaya mecbur ediyor insanı onu anlamak mümkün değil. Daha önce gittiğimde de aynı şey olmuştu. Mecburen 3 biletlik karttan almıştım. Bir bileti giderken bir bileti dönerken kullanmıştım ve kalan tek biletlik hakkım heba olmuştu. Yine aynı şey oldu. Çünkü bu üç biletlik kartın kullanma süresi bir ay.

İzmir'deki ilk günümde Selda'nın atölyesi "Şekerden Düşler"de "Pasta & Şeker Hamuru Yapımı" atölyesi vardı. Sabah gittiğimde Selda ve Ayşegül o günkü pasta siparişlerini hazırlıyor, Selda'nın oğlu da ön tarafta okul ödevini yapıyordu. Onlarla ilk defa karşılaşmama, oraya ilk defa gitmiş olmama rağmen butik bir pasta atölyesinde olmak aşina bir his. Sonra yavaş yavaş katılımcılar geldi. Pasta ve Şeker Hamuru yapımı atölyesi, temposu ve dağınıklığı en fazla olan ders olmasına rağmen Selda'nın mutfağında çok rahat çalıştık, hiç yabancılık çekmedim. Figen de gün boyunca bizimleydi. Bol bol fotoğraflarımızı çekti. Yukarıdaki fotoğraflar da onun makinesinden. (İlk gün 370 tane fotoğraf çekmesini "çaptan düşmek" olarak nitelendirip hayıflanmasından bu konuda ne kadar hevesli olduğunu anlayabilirsiniz.)
Pasta atolyesi hatirasi

Akşam üzeri diğer pastasever İzmirlilerle buluşmak için yürüyerek kordona gittik. Hava çok güzeldi, bir semtten diğerine yürüyerek gitmek çok hoşuma gitti doğrusu. O yürüyüş sırasında rastlayıp da Bergama tulumu alamadım ya ona yanarım. Bir daha da fırsatım olmadı.

Turne şehirleri içinde buluşmayı en iyi organize ettiğimiz şehir İzmir oldu. Bunda Figen'in büyük katkısı var. İzmir'deki yemek bloğu yazarlarının birbirleri ile sürekli iletişim halinde oldukları bir grupları varmış. Bazılarını blogları vesilesi ile ismen biliyordum. Gelebilenlerle bu buluşma sayesinde yüzyüze de tanışmış oldum. Bir de blog yazarı olmayan ama turne duyurusunu yaptıktan sonra benimle irtibata geçen pastaseverler vardı. Buluşma öncesi tahmini sayımız 30 kişiye yakındı. Malesef herkes gelemedi ama yine de pek neşeli ve nispeten kalabalık bir grupla güzel bir akşam geçirdim. Saat 19:00'da kordonda buluştuk, yemek yedik, sohbet ettik. Yemekten sonra dağılırız sanmıştım ama hafta içi olmasına rağmen gece yarısına kadar oturduk. Sadece biz değil, gece soğuk olmasına rağmen herkes sokaklardaydı. Kordon boyunca cafeler var, hepsi doluydu. İzmir gerçekten rahat ve keyifli bir şehirmiş. Buluşmada Pınar, Özlem, Figen, Selda, Teiji (ki kendisi benim 44 yaşında olduğum tahmini yaparak tamiri olmaz bir gaflete düştü o gece), Aydın'dan gelen Hülya, Manisa'dan kızıyla birlikte gelen Zeynep, Şermin ve Elvan vardı.

İzmir hatirasi

Onlar evlerine, ben de kalacağım otele gitmeden önce aramızda şuna benzer bir konuşma geçti:
Şermin: Nerede kalacaksın?
Işıl: ........ Otel'de. Fuarın karşısında, 9 Eylül Meydanı'na bakıyormuş.
Teiji: Nerede kalacakmış?
Selda: Basmane'de!!
... (sessizlik, manidar bakışmalar)
Figen: Ben bizde kal demiştim.
Elvan: Yok boşver sen oteli, bu gece bize gel.
Işıl: Teşekkür ederim gideyim ben otele.
Elvan: Ama oralar biraz...
Işıl: Yok ben internette araştırdım, güzel bir otelmiş herkes pek memnun kalmış.

Sonunda Selda ile taksiye bindik ve otele doğru yola çıktık. Ben otelin tam önünde taksiden indim. Selda da evine doğru devam etti. Tam otelden içeri giriyordum ki pat diye önüme tek gözü olmayan bir adam çıktı. Meğer yandaki barın kapı görevlisiymiş. Buyurun falan diyerek beni oraya davet ediyor. Zaten beni önceden korkuttular bir de bu adam karşıma çıkınca hafif bir korku filmi havası esti üzerimde. Neyse ki otel hakkındaki araştırmalarım doğruymuş. Gayet güvenli ve güzel bir yerdi. Ama bu, yatmadan önce kapının önüne dolabı çekmeme mani olmadı!

Ertesi gün erkenden kalkıp fuarın içinden yürüyerek Selda ile buluştum. Kahvaltı için boyoz aldık ve yine yürüyerek dükkana gittik. Bu yürüme işi çok hoşuma gitti. İzmir'de bulunduğum süre boyunca her yere yürüyerek gittim. Kahvaltıdan sonra Figür Modelleme atölyesine katılacak olanlar gelmeye başladı. Gelenlerin çoğu daha önce birbirini tanıyan insanlardı. Zaten İzmir'de bulunduğum süre içinde tanıştığım herkes bir şekilde bir yerden tanışıktı. Hep birlikte modelleme çalıştık. Aşağıdaki fotoğraf da o güne ait...


Figur Modelleme atolyesi hatirasi

İzmir turnesi gerçekten dolu dolu ve eğlenceli geçti. Yardımları için Selda ve Ayşegül'e, desteği ve çektiği fotoğraflar için Figen'e, hem buluşmaya hem de atölye çalışmalarına gelen herkese, buluşmaya gelemeyip de arayan soranlara çok teşekkür ederim.

Figur modelleme atolyesi

not 1: Türküsüne istinaden gözlerim kavakları aradı durdu ama hiç görmedim. Nerede bu İzmir'in kavakları ?
not 2 : İzmir turnesine ait tüm fotoğraflar için buraya tıklayabilirsiniz.

Devamını Oku...

24 Kasım 2011

HANİMİŞ TURNEDE - GAZİANTEP

Her gittiğim şehirden sonra o şehirde neler yaptığımızı anlatan yazı ve resimler koymak istiyorum Hanimiş'e ama malesef fırsat bulup yapamadım. En son Kayseri'de kalmışım. Ondan sonra neşeli bir İzmir turnesi ve hemen akabinde Antalya turnesi oldu. Umarım en kısa zamanda orada geçirdiğim günler hakkında yazabilirim. Çünkü pek çok müstakbel pasta ustası ve amatör pastaseverle tanıştım, yeni yeni şeyler öğrendim, bazen çok şaşırdım, çok konuştum, pek yoruldum, bol bol güldüm, fotoğraflar çektim. Bunları ilk fırsatta sizlerle de paylaşmayı çok isterim.

Önümüzdeki hafta Gaziantep'te olacağım. (bunu duyan herkes bana baklava sipariş ediyor) Gaziantep programı şu şekilde:


Pastaseverlerle Buluşma:

Görünen o ki Antep'te atölye çalışması yapmayacağız. Ama gelmek isteyenlerle 28 Kasım Pazartesi günü öğle saatlerinde buluşacağız, sohbet edeceğiz. Bu buluşma herkese açıktır. Lütfen takip edenler nerede ve kaçta buluşalım konusunda benimle telefonla (506-5088923) ya da e-posta ile (hanimis@gmail.com) irtibata geçsin.

Öğrencilerle Buluşma:

29 Kasım 2011 Salı günü Gaziantep Üniversitesi Gastronomi ve Mutfak Sanatları bölümünde Yrd. Doç.Dr. İlkay Gök Pınarlı'nın Tatlı ve Pasta dersine konuk olacağım. Öğrencilerle birlikte uygulamalar yapacağız. Hep birlikte değişik değişik pastalar hazırlayacağız. Heyecanla salı gününü bekliyorum.

Turnedeki diğer şehirleri ve tarihlerini aşağıdaki fotoğrafta görebilirsiniz. Detaylar netleştikçe o şehirlerle ilgili bilgilendirmeyi yine buradan duyuracağım.


DSC_3438_binder_banner

Devamını Oku...

17 Kasım 2011

HANİMİŞ TURNEDE - ANTALYA


Antalya turnesinin programı belli oldu... Antalya'da 3 farklı etkinlik olacak:

Şeker Hamuru Yapımı & Uygulamaları Atölyesi:

22 Kasım 2011 Salı saat 09:00-13:30 arası TMS Akademi'de gerçekleşecek. Bu atölye çalışmasının ücreti 90 TL'dir. Detaylarını yazının devamında bulabilirsiniz.

Pastaseverlerle Buluşma:

22 Kasım 2011 Salı günü saat: 14:00. Bu buluşma tüm pastaseverlere açık bir tanışma, kaynaşma, karşılıklı danışma buluşmasıdır. Elbette herhangi bir katılım ücreti yoktur. Gelmek isteyen, pastacılık üzerine sohbet etmek isteyen, müsait olan herkese açıktır.

Öğrencilerle Buluşma:

Turne şehirleri ve tarihleri belli olduktan sonra -gastronomi festivali vesilesi ile sonradan tesadüfi ve maceralı bir şekilde tanıştığım- öğretim görevlisi ve milli aşçı Emrah Köksal Sezgin ile haberleştik. Bu dönem okulda pastacılık dersi olduğunu söylediğinde öğrencilerle kısa bir atölye çalışması yapmaya karar verdik. Manavgat Meslek Yüksek Okulu'nda bu dönem pastacılık dersi alan öğrencilerle 21 Ekim pazartesi günü bir araya geleceğiz.








Kendime not!














ATÖLYE ÇALIŞMASININ DETAYLARI


Şeker Hamuru Yapımı ve Pasta Süsleme Teknikleri

Eğitmen: Işıl Sözer
Eğitim tarihi: 22 Kasım 2011 salı
Eğitim süresi : 4,5 saat (09:00-13:30)
Eğitim yeri: TMS Akademi - Fener Mahallesi 1964 Sokak No:46/1 Antalya (0242 324 32 05 - 0242 324 32 10)
Ders ücreti: 90 TL + KDV

Ders içeriği:

-Şeker hamuru ve malzemeleri hakkında teorik bilgilendirme
-DEMO: Şeker hamuru yapımı
-UYGULAMALI: Pastanın bir araya getirilerek sıvanması ve kaplanmaya hazır hale getirilmesi
-UYGULAMALI: Pastaların şeker hamuru ile kaplanması
-Şeker hamuru ile süsleme yöntemleri ve bu yöntemlerin hazırlanan pastalar üzerine uygulanması
-DEMO: Basit figür örnekleri

Not: Kullanılacak tüm malzemeler ve ders notları tarafımızdan sağlanacaktır.
Kayıt olmak için 506-5088923 numaralı telefondan benimle ya da 0242 324 32 05 numaralı telefondan TMS ile irtibata geçebilirsiniz.

Turnedeki diğer şehirleri ve tarihlerini aşağıdaki fotoğrafta görebilirsiniz. Detaylar netleştikçe o şehirlerle ilgili bilgilendirmeyi yine buradan duyuracağım.

DSC_3438_binder_banner

Devamını Oku...

11 Kasım 2011

KAYSERİ ANILARI

Kayseri turnesi bir önceki turne şehri olan Ankara'dan çok farklıydı. Kayseri'ye pasta buluşmasından 2 gün önce gittim ve bu iki günü 1 saat uzaklıkta bulunan Kapadokya'da geçirdim. Peri bacalarını, yer altı şehirlerini gezdik, balona bindik, çok üşüdük, biraz yorulduk ama iyi ki de gittik.

Kapadokya
Perşembe sabahı Kayseri'ye geçerken oldukça telaşlıydım. Çünkü ne öğleden önce Kaymek'te ne de öğleden sonra okulda yapacağımız atölye çalışmalarının detaylarını net bir şekilde belirleyememiştik. İstanbul'dan ayrılmadan önce telefonla ve maille haberleşmiştik ama sonrasında bir daha irtibat kurmadık oradakilerle. Yanımda kullanacağım aletlerim vardı ama nasıl bir mutfakta çalışacağımızı, malzemelerin yeterli olup olmadığını, kimlerle biraraya geleceğimi çok net bilmiyordum. Hatta buluşmadan 1 saat öncesine kadar gideceğim adresi bile tam bimiyordum.

Kayseri'deki atölye çalışmasından...

Bilinmezlikler içinde Kayseri'ye vardığımda Hanimiş takipçisi Ayşe Hn. sayesinde Kaymek'e ulaştım. Büyükşehir Belediyesi'nin hemen yanındaki Kaymek binası içinde çalışmamıza çok uygun olan bir mutfakları var. Tezgah, dolaplar, ocaklar hepsi yepyeni ve güzel. Zaten orada sürekli olarak yemek ve pasta kursları düzenleniyormuş. Nurgul Hoca ve 10 Kaymek öğrencisi önlüklerini giymiş, kurabiyelerini hazırlamış beni bekliyorlardı. İstanbul'dan öğrencim Müşerref Hn, turne duyurusundan sonra yazıştığımız Nimet Hn, Emel Hn, Birsen Hn ve Ayşe Hn da gelmişti. Kalabalık bir grupla şeker hamuru yapımı ve süsleme teknikleri üzerine kısa bir çalışma yaptık. Mutfak biraz karanlıktı, güzel fotoğraflar çekemedim ama çalışma sonrası katılanların bir kısmı ile yukarıdaki pozu verebildik. Gelen herkese teşekkür ederim.

Kayseri'de olup da butik pastacılıkla ilgilenenler için malzeme tedariği konusunda biraz bilgi topladım. Perakende olarak malzeme temin edebileceğiniz iki yer var. Atölye çalışmasına da katılan Nimet Hn. aynı zamanda pasta malzemeleri satan Özel Şekerleme'nin sahibinin kızı. Kayseri'ye gitmeden önce Kaymek'te ve okulda kullanabilmek için kendisinden birkaç malzeme temin etmesini rica etmiştik. Sayesinde malzeme sorunu yaşamadık. Özel şekerlemeye 352-3319135 numaralı telefondan ulaşabilirsiniz. Bir de Erciyes Siteleri içerisinde Pastavizyon varmış. Onun iletişim bilgilerine de buraya tıklayarak ulaşabilirsiniz.

Öğleden sonra Kayseri Kız Teknik ve Meslek Lisesi'ne gittim. Sabahki muammalı durum burada da sürdü. Okul müdürü Zeynep Hn. ile sadece 1 kere telefonda konuşmuştuk. Yine bir bilinmezlik içinde okula vardığımda epey şaşkına döndüm. Zeynep Hn. beni pastacılık bölümü hocası Funda Hn.'a yönlendirdi. Funda Hn. o sırada faturaları bilgisayara işliyordu. Çünkü mutfak bölümü öğrencileri aynı zamanda okul bünyesinde stajlarını yapıyor, okula gelen pasta siparişlerinin yapımında çalışıyorlarmış. Onun işini bitirmesini beklerken okulu gözlemleme imkanı buldum. Lisenin değişik meslek alanlarında öğrenci yetiştiren farklı bölümleri var, her bölümün öğrencilerinin okula giriş çıkış saatleri bile farklı. Mesela okul servisleri akşam farklı saatlerde birkaç defa kalkıyor. Pastacılık öğrencilerinin dersleri ben gittiğimde bitmişti ama evlerine gitmeyip beni beklemişler. İyi ki de beklemişler. Çok güzel zaman geçirdim onlarla.

İlk defa rastladığım bir sistem var okullarında. Diğer meslek liselerinde olduğu gibi "yiyecek içecek hizmetleri" alanında okuyan öğrenciler XI. sınıfta mutfak veya pastacılık dallarından birini seçiyorlar. Ama bu okulda farklı olarak bu öğretim yılına özel şöyle bir uygulama da yapmışlar: XII. Sınıf öğrencileri okulda 3 gün staj yapıyorlar. Okul uygulama atölyelerinde stajlarını yapan XII. sınıf öğrencileri öğretmen ve usta öğreticilerinn denetiminde çalışarak, okul içi ve okul dışından gelecek siparişleri hazırlıyorlar. Ayrıca okuldaki öğretmen ve öğrencilerin öğle yemeği de onların sorumluluğunda. Bunların karşılığında asgari ücretin 1/3 oranında ücret alıyorlar.

Kayseri Kız Teknik ve Meslek Lisesi

Pastacılık bölümünde yaklaşık 10 öğrenci var. Sanki hepsini seçerek almışlar bu bölüme. Gerçekten de öyle güleryüzlü, meraklı, zarif ve akıllılar ki ... Bol bol sohbet ettik. Umarım onlar da benim kadar keyif almıştır. Sonra da şeker hamuru yapımı ve süsleme teknikleri üzerine kısa bir çalışma yaptık.

Fotoğraftakiler:
Ayaktakiler: güleryüzlü Hayriye, usta öğretici 1.Merve ve ben
Oturanlar: iletişimden sorumlu İpek, 2. Merve, 3.Merve, Vildan, "kalemsiz çıkmam" Duygu, şeker hamuru sorumlusu konu mankenimiz Şeyma ve Funda Hoca
Fotoğrafta olmayanlar: fotoğrafı çeken Ayşe ve servisi kaçırmayan Feyza
Hepinize selamlar, sevgiler. Siz de çok tatlısınız. :)

not 1: Tüm Kayseri fotoğrafları için buraya tıklayabilirsiniz.
not 2: Müşerref Hn. yakın bir zamanda yeniden görüşebilmeyi umuyorum, iyi haberlerini bekliyorum.
not 3: Gesi bağlarının Kayseri'de olduğunu öğrendiğim andan beri kulağımda çalan türküyü çok şahane söyleyen Selda Bağcan'dan dinlemek için buraya tıklayabilirsiniz.
not 4: Tabii gitmişken Kayseri'nin meşhur pastırmasını, sucuğunu ve mantısını da yedim de esas beni şaşırtan gilaburu şurubu oldu. Bilahare hakkında yazacağım...

Devamını Oku...

23 Ekim 2011

HANİMİŞ TURNEDE - İZMİR

Turne duyurusunu yaptığımdan beri en yoğun ilgi İzmir'den geldi. Umarım benimle iletişime geçen tüm İzmirliler gelebilir buluşmaya. O zaman hayli şenlikli bir toplantı olur. Merakla ve heyecanla bekliyorum İzmir'de geçecek günleri...


İzmir programını yaparken yıllardır intenetten tanıdığım ama hiç yüzyüze karşılaşma imkanı bulamadığım iki arkadaşımın çok yardımını gördüm. Selda'yı 5 yıldan fazla bir süredir SelServis isimli bloğundan tanıyorum. 2009 yılının başından beri "Şekerden Düşler" isimli bir butik pasta atölyesi var. Orada hem pastalar yapıyor hem de eğitimler veriyor. İzmir'deki atölye çalışmalarını onun atölyesinde yapacağız. Figen'i de yine internetten, belki de en uzun soluklu ve istikrarlı reçete paylaşım grubu olan "Yemek ve Biz"den ve aynı isimli blogdan tanıyorum. Üstün organizasyon becerileri sayesinde İzmir'deki buluşma konusunda bize destek olacağını biliyorum. İkisine de huzurlarınızda teşekkür ederim.

İzmir'de 3 farklı etkinlik olacak.

Pasta Buluşması

15 Kasım 2011 Salı günü saat 19:00'da
Alin's Cafe Kordon Şubesi
(Alsancak Vapur İskelesinin tam karşısında, hafif sola doğru gidince hemen orada göreceksiniz )

Bu buluşma tüm pastaseverlere açık bir tanışma, kaynaşma, karşılıklı danışma buluşmasıdır. Elbette herhangi bir katılım ücreti yoktur. Gelmek isteyen, pastacılık üzerine sohbet etmek isteyen, müsait olan herkese açıktır.

Şeker Hamuru & Pasta Yapımı Atölyesi ... 15 Kasım 2011 Salı
Bu atölye çalışması ücretlidir ve sadece 5 katılımcı ile sınırlıdır. Detaylarını yazının sonunda bulabilirsiniz.

Figür Modelleme Atölyesi ... 16 Kasım 2011 Çarşamba
Bu atölye çalışması ücretlidir ve sadece 5 kişi ile sınırlıdır. Detaylarını yazının sonunda bulabilirsiniz.

Bu arada İzmir tunesinden önceki hafta kurban bayramı... Şimdiden hepinizin bayramını kutlarım.



ATÖLYE ÇALIŞMALARININ DETAYLARI

Şeker Hamuru & Pasta Yapımı

Eğitmen: Işıl Sözer
Eğitim tarihi: 15 Kasım 2011 salı
Eğitim süresi : 5 saat (13:00-18:00)
Eğitim yeri: Şekerden Düşler - 1420 Sokak No:69/1 Kahramanlar - İzmir Tel: 0 232 421 70 01
Ders ücreti:180 TL + KDV
Katılımcı sayısı: minimum 3, maksimum 5 kişi

Ders içeriği:
-DEMO: Sünger kek ve ganaş krema yapılırken kullanılan malzemelerin, ölçülerin ve aletlerin tanıtımı, sünger kek pişirilmesi ve ganaş krema hazırlanması
-DEMO: Şeker hamuru ve malzemeleri hakkında teorik bilgilendirme & şeker hamuru yapımı
-UYGULAMALI: Keklerin katlandırılması, pastaların bir araya getirilerek sıvanması ve kaplanmaya hazır hale getirilmesi
-UYGULAMALI: Pastaların şeker hamuru ile kaplanması
-UYGULAMALI: Şeker hamuru ile süsleme yöntemleri ve bu yöntemlerin hazırlanan pastalar üzerine uygulanması

Figür modelleme:

Eğitmen: Işıl Sözer
Eğitim tarihi: 16 Kasım 2011 çarşamba
Eğitim süresi : 6 saat (10:30-16:30)
Eğitim yeri: Şekerden Düşler - 1420 Sokak No:69/1 Kahramanlar - İzmir Tel: 0 232 421 70 01
Ders ücreti:180 TL + KDV
Katılımcı sayısı: minimum 3, maksimum 5 kişi

Ders içeriği:
-Modelleme hamuru hazırlanması
-Modellemede kullanılan aletler ve teknikler
-İnsan modelleme
-Hayvan modelleme
-Çizgi karakter örnekleri

Not: Kullanılacak tüm malzemeler ve ders notları tarafımızdan sağlanacaktır.
Kayıt olmak için 506-5088923 numaralı telefondan benimle ya da 0 232 421 70 01 numaralı telefondan Selda Hn ile irtibata geçebilirsiniz.

Turnedeki diğer şehirleri ve tarihlerini aşağıdaki fotoğrafta görebilirsiniz. Detaylar netleştikçe o şehirlerle ilgili bilgilendirmeyi yine buradan duyuracağım.

DSC_3438_binder_banner

Devamını Oku...

HANİMİŞ TURNEDE - KAYSERİ

Kayseri ... Pastırması, sucuğu, mantısı, yağlaması, Erciyes'i, Gesi Bağları, bünyan halısı ve tüccarları (!) ile meşhur olduğunu bildiğim Mimar Sinan'ın memleketi olan şehir. Hem Kayseri'yi hem de komşusu Kapadokya'yı görmeyi çok istiyordum. Turne de bahanem olmuş oldu.

Kayseri'den benimle irtibata geçen az pastasever var. Elbette Kayseri'de pastacılık konusunda hevesli ve maharetli olan çok daha fazla sayıda insan vardır. Malumunuz ben sadece internet üzerinden Hanimiş'i takip edenleri haberdar edebiliyorum. Keşke tüm pastaseverlere ulaşabilsem de aynı ilgi alanına sahip kalabalık bir grup olarak tanışıp sohbet edebilsek. Haberdar olup da buluşmamıza katılmak isteyenlerle birlikte bir atölye çalışması yapmayı çok istedik ama mekan konusunda sıkıntımız vardı.

Ayşe Hn'ın çabaları sayesinde pasta malzemeleri satan (içinde çalışabileceğimiz bir mutfağı da olan) bir yerden aradılar. Etkinliğimize ev sahibi olmayı da istediler. Ama tam bayram üzeri olduğu için mutfaklarında yoğun bir çikolata ve şeker imalatı varmış. O yüzden malesef olmadı. Kayseri'deyken imkan bulup da gidip görebilirsem oradaki pastaseverler için irtibat bilgilerini yazarım Hanimiş'e.

Sonra Kayseri Büyükşehir Belediyesi'ne bağlı ücretsiz mesleki eğitim kursları düzenleyen "Kaymek" ile irtibat kurduk. Kaymek'in mutfağında hem onların pastacılık bölümü öğrencileriyle hem de benimle irtibata geçenlerle "şeker hamuru yapımı ve uygulamaları" temalı bir atölye çalışması yapacağız. Bu çalışmaya gelemeyenlerle de öğleden sonra bir buluşmamız olacak. Detaylarını aşağıda görebilirsiniz.

3 Kasım 2011 Kayseri Programı

Şeker Hamuru Yapımı ve Uygulamaları Atölyesi :

Eğitim tarihi: 3 Kasım 2011 perşembe
Eğitim süresi : 3 saat (10:00-13:00)
Eğitim yeri: Kaymek Göznuru Merkezi - Serçeönü Mah. Saray Cad. No:5 Kocasinan
Katılım: ücretsizdir ve 5 kişi ile sınırlıdır. Katılmak isteyenler hanimis@gmail.com adresine mail atabilir ya da 506-5088923 numarali telefonu arayabilirler.

İçeriği:
-Şeker hamuru hakkında teknik bilgilendirme
-Şeker hamuru hazırlamak için gereken malzemelerin tanıtımı
-Şeker hamuru hazırlanması , renklendirilmesi
-DEMO: Pastaların şeker hamuru ile kaplanması ve süslenmesi
-DEMO: Şeker hamuru ile kurabiye süsleme

Pasta Buluşması: Bu buluşma tüm pastaseverlere açık bir tanışma, kaynaşma, karşılıklı danışma buluşmasıdır. Gelmek isteyen, müsait olan herkese açıktır. 3 Kasım perşembe günü saat 16:00'dan sonra Cumhuriyet Meydanı'nda olacağız.

Pastacılık öğrencileri ile buluşma : Mamak Kız Teknik Ve Meslek Lisesi'ndeki buluşmanın bir benzerini Kayseri Kız Teknik ve Meslek Lisesi'nde de yapacağız. Yine çok kısıtlı bir zamanımız var ama dört gözle bu buluşmayı bekliyorum.

Turnedeki diğer şehirleri ve tarihlerini aşağıdaki fotoğrafta görebilirsiniz. Detaylar netleştikçe o şehirlerle ilgili bilgilendirmeyi yine buradan duyuracağım.

DSC_3438_binder_banner

Devamını Oku...

ANKARA ANILARI

Busra
Turnenin ilk şehri olan Ankara pek güzel karşıladı ve şahane ağırladı beni. Çok güzel anılarla döndüm. Tesadüfler sonucu kendiliğinden yoğun ve biraz da koşturmacalı olan Ankara günlerimde neyse ki herşey rast gitti. İki gün bana yetmedi, kısmetse Ocak veya Şubat ayında tekrar gitmek istiyorum.

Gitmeden önce bilenlere sorduğumda "Ankara'nın ayazı İstanbul'a benzemez" dediler, oradakilere sorduğumda "soğuklar başladı, kalın giyin" dediler. Ben de haliyle en korunaklı ayakkabımı, en kalın kazağımı, boynuma şalımı kuşanıp gittim. Ama ilk akşam yağan yağmur dışında beni zor durumda bırakmadı hava. Zaman zaman çok giyinik olmaktan ötürü sıcakladım bile.

Yolculuk epey maceralı başladı. Gider gitmez ayağımın tozu ile ilk atölye çalışmasına başlayacağımız için o gün kullanacağımız keklerin bir kısmının önceden pişmiş olmasının ders sırasında bize zaman kazandıracağını düşünmüştüm. düşündüm düşünmesine ama bunu organize etmediğim için yola çıkmadan bir gece önce 9 tane sünger kek pişirmem gerekti. Kekler pişti, oda ısısına geldi, sarıp sarmalandı. Bu sefer de onları yolculuğa uygun şekilde paketleme sorunu ile karşı karşıya kaldık. Bir yolunu bulup olabildiğince sağlam ve bir o kadar nazikçe kekleri bavula yerleştirdim. Sabah havalimanına gittiğimde bavulumu paldır küldür fırlatarak taşıyacaklarını bildiğim için kabine almak istedim. Lakin görevliler razı gelmedi. Ben ısrarlı davranınca içinde ne var dediler. Ben de gayet normal bir şekilde bavulun kek dolu olduğunu söyledim. Tabii neden bir bavul dolusu kek taşıdığımı açıklamak kolay olmadı! Neyse allem ettim, kallem ettim, çeşitli ısrar ve tartışmalar sonucu keklerimi yanıma alabildim. Aklınızda bulunsun uçağa (hazır) paketli olmayan 9 keki almıyorlar.

Ankara'ya vardığımda koşturmaca da başlamış oldu. Önce şehir dışında olan havalimanından şehir merkezine (19 Mayıs stadının yanı) gittim. Bir an önce atölye çalışmasına yetişmem gerektiği için taksiye bindim. Ankara'ya gitmişliğim sınırlı, gezmişliğim ve kalmışlığım hepten az olduğu için şehrin yabancısıyım. Daha doğrusu yabancısıyım sanıyordum. Şöyle anlatayım: İstanbul'un karmakarışık yollarında zamanında bir yere varabilmek için ilk defa gideceğim yeri önceden Google haritalarından çalışmak gibi bir ilgi alanım oldu son zamanlarda. Hangi semt nerede, hangisi hangisine daha yakın, hangi caddelerden geçerek gideceğim yere en kolay varırım, gideceğim yerin civarında hangi camii, okul, avm var gibi ön çalışmalar yapmak benim neredeyse günlük aktivitelerimden biri halini aldı. Ankara için de gitmeden önce haritaya biraz bakmıştım ki oradan oraya koştururken kafam karışmasın, her yere zamanında ve en verimli şekilde ulaşabileyim. Nitekim çok işime yaradı. İlk defa gittiğim yerleri sanki önceden biliyormuşum gibi hissettim hep, pek yabancılık çekmedim. Taksiciye "2.ışıktan sağa döneceğiz, yolun sonundan sola döneceğiz" şeklinde adres tarif ettim. Hatta ikinci gün Mamak'taki okula giderken Ankara'da yaşayan kuzenime kestirme yolu ben öğretmiş oldum. Yakın zamanda Ankara'ya gidecek olan varsa itinayla yol tarifi yapılır. Bir de gittiğim semtlerin hepsi farklı köşelerde olduğu için gezmek için zaman bulamadığıma üzülmedim. Çünkü bir yerden bir diğerine koştururken Ankara'nın hemen her semtinden geçmiş, çoğu merkezi yerini uzaktan da olsa görmüş oldum galiba.
Ankara hatirasi
İlk gün Chocoj'da "pasta ve şeker hamuru yapımı" atölyesi vardı. Yukarıdaki fotoğraf işte bu ilk günün hatırası. Bu gördüğünüz güzel hanımların hepsine geldikleri için teşekkür ederim, onlarla çok keyifli bir gün geçirdim. Tabii Chocoj'dan Canan Hn'a, Özge Hn'a ve Jale Hn'a Ankara'da olduğum süre boyunca gösterdikleri misafirperverlik için çok teşekkürler. Umarım en yakın zamanda yine karşılıklı kahve içip sohbet etme imkanı bulabiliriz.

Pasta Atölyesinden..

İlk günün akşamı ise "pasta buluşmamız" vardı. Telaştan unutmuşuz, hiç fotoğrafımız yok malesef ... Figen Hn ve eşi Bülent Bey erken gelip uzun saatler boyu beni yalnız bırakmadılar. Nuray Hn ve arkadaşı da çok kalamasalar da bize katıldılar. Azra Hn zaten artık yakın arkadaşım :) Lale Hn pek çilekeş trafikli bir yolculuk sonucu gelebildi. Güzin Hn ise şehir dışındaydı ayağının tozu ile son dakikada da olsa bize yetişti. Banu, hem ilk günün akşamı hem de ikinci gün ara ara uğradı. Hepinize çok teşekkür ederim, tanıştığımıza çok memnun oldum. . Gerek buluşma saatinin biraz geç olması gerekse yağmurlu hava yüzünden gelmeyi isteyip de bize katılamayanlar da oldu. Özellikle Neriman Hn, Ayşe Hn ve Derya Hn sizlerle tanışmak için yine geleceğim.

Akşam kuzenlerimde kaldım. Bu vesile ile malesef çok az görüşebildiğim kuzenlerimle de hasret gidermiş oldum. Hatice ve Ayşe herşey için sağolun.
Mamak Kız Teknik Ve Meslek Lisesi
İkinci gün sabah "Mamak Kız Teknik ve Meslek Lisesi"ne gittim. Uzun zamandır yazıştığımız müdür yardımcısı Mevlüdiye Hn şehir dışındaydı, malesef görüşemedik. Ama Sıdıka Hn, Yılay, Serpil ve Zehra öğretmenler ile tanışmaktan çok memnun oldum.

Bu seyahatin en heyecanlı ve güzel yanı ise pastacılık öğrencileri ile bir araya gelmekti. Yarım gün elbette çok kısa geldi. Biraz sohbet ve çok kısa bir uygulama yapabildik sadece. Umuyorum birlikte başka çalışmalar yapmak için bu öğretim yılı bitmeden yine buluşabiliriz. Özellikle gönüllü asistanlarım Büşra ile Oğuzhan'a teşekkür ederim. Facebook arkadaşım (!) Seda'ya selamlar... Fotoğraf çekmek pek aklıma gelmedi ama okulda Gözde'nin çektiklerinin bir kısmını buraya tıklayararak görebilirsiniz. Haliyle Gözde kendi durduğu taraftaki öğrencileri değil de genelde benim olduğum tarafı çekmiş. Elimde onlarca konuşur vaziyette ellerim kollarım havalarda garip fotoğrafım var.

figur modelleme atolyesi

İkinci gün öğleden sonra yine Chocoj'da "figür modelleme" atölye çalışmamız vardı. Konya'dan gelen (hatta Konya şekerini de unutmayan) Esra Hn'a özellikle teşekkür ederim. Makbule Hn'ın harika soruları, sürpriz katılımcı Gülay Hn'ın ve şimdiki edebiyat öğretmenleri geleceğin cafe işletmecileri Yeşer ve Hicaz Hn'ın da katılımıyla neşeli bir ders oldu. Zamanlama konusunda biraz yavaş davrandık sanırım, uçağa yetişebilmem için maketleri kaplayamadık. Tüm Ankara maceram boyunca tek hayıflandığım şey bu oldu.
Ankara hatirasi 2

Yazımı iki gün boyunca dilimden düşmeyen bir şarkı ile bitirmek isterim:
"Her gören ağladı,
kalbini bağladı,
Ankara kızlarınaaa "
(Nesrin Sipahi'den dinlemek için tıklayınız)

Umarım diğer iller de Ankara gibi güzel geçer. Sırada Kayseri ve bayramdan sonra İzmir var...

not: Tüm Ankara turnesi fotoğrafları için buraya tıklayabilirsiniz.

Devamını Oku...